Kur’ân-ı Kerim henüz nazil olmamıştı. Mekke’nin bitmez tükenmez kötülükleri, Peygamberimiz (s.a.s)’i oldukça yoruyordu. Müşriklerin tevhidle bağdaşmayan inanç ve adetleri onu bir hayli üzüyordu. Böylesi bir ortamda Efendimize Hira’da ibadet ve tefekkür sevdirilmişti. Bir gün yine Hirâ’dayken ona vahiy meleği geldi ve “ْأ َ ْر ق ِ ا “yani “Oku!” dedi. Allah Resûlü, “Ne okuyayım?” diye sordu. Bunun üzerine Cebrâil (a.s), Peygamberimize Alak Suresi’nin şu ilk beş âyetini bildirdi: “Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku! Senin Rabbin, sonsuz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten O’dur. İnsana bilmediğini öğreten O’dur.” 1
İnsanlığın ufkunu aydınlatan İslam medeniyeti, işte bu “Oku” emriyle başlamıştır. Kerim Kitabımızın bu ilk âyetlerinde Yüce Rabbimiz, insanlığa iki büyük nimetini haber vermiştir. Biri, Rabbimizin bizlere kalemle yazmayı öğretmesidir. Diğeri de bilmediklerimizi öğretmesi, bizleri cehaletin karanlık ve bataklığından kurtarmasıdır.
Bizim medeniyetimizde ilim, öncelikle kendimizi ve Rabbimizi bilmektir. İlim, eşyanın hakikatini, varlığın gaye ve hikmetini anlamaya çalışmaktır. İlim, sorumluluk ve görevlerimizin farkında olmaktır.
Kur’an-ı Kerim, bizlere “Oku” emriyle hitap ederken herhangi bir ayrım gözetmemiştir. Kitabın âyetlerini ve kâinatın âyetlerini birlikte okumamızı emretmiştir. Allah’ın kitabını okumamızı istediği gibi fizik, kimya, matematik, biyoloji gibi kâinattaki ilahi kanunları da okumamızı istemiştir. Hâsılı dinimiz, insanlığa faydalı olan her türlü ilmi tahsil etmemizi bizden istemiştir.
Bizim geleneğimizde evlatlarımızın hayatı, hakikati, kendi değerlerini öğrendikleri üç büyük müessese vardır. Bunlar, aile, okul ve camidir. Çocuklarımız, gençlerimiz, benlik ve kişiliklerini, hayata bakışlarını daha çok evde, ailede kazanırlar. Bilgi, bilinç ve kültürlerini okulda elde ederler. Kimlik ve aidiyet duygularını, manevi kazanımlarını da daha ziyade camide pekiştirirler. Tarihimizde ailelerimiz, insanlığa örnek nice şahsiyetler yetiştirmiştir. İlim ve irfanda insanlığa yön veren nice isimler, okullarımızda, camilerimizde yetişmiştir. Günümüzde de bu müesseselerin, aynı değerleri birlikte yetiştirme sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu hafta itibariyle on sekiz milyon evladımız, yeni bir eğitim-öğretim dönemine daha başladı. Bu ulvi vazifede yaklaşık bir milyon öğretmenimiz görev alıyor. Öncelikle yeni eğitim-öğretim yılımızın evlatlarımıza, değerli öğretmenlerimize, tüm ailelere ve milletimize hayırlar getirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Rabbimiz, kendi rızasına ulaştıracak, ülkemizin, âlem-i İslam’ın ve bütün insanlığın yararına kullanacakları bilgilerle donanmalarını yavrularımıza nasip eylesin. Bu vesileyle öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize seslenmek istiyorum.
İstikbalimizi inşa eden siz fedakâr öğretmenlerimiz!
Bizlere ilim ve irfanı sizler öğrettiniz. Evlatlarımızı kendi evlatlarınız gibi gördünüz. Bu günlerimizi sizler inşa ettiniz, yarınlarımızı da sizler inşa edeceksiniz. Aklını, iradesini, gönlünü başkalarına teslim etmeyen nesiller sizin şefkatli ellerinizde yetişecek. Çocuklarımız, vicdanlı ve merhametli olmayı, sadece milletine, hak ve hakikate hizmet etmeyi yine ilk sizden öğrenecek. Rabbim, sizlerden razı olsun.
Yarınlarımızın teminatı olan kıymetli evlatlarımız!
Sizler, daima insanlığa faydalı bilgilerle donanacaksınız. Öğrendiğiniz her bilgiyi milletiniz ve insanlığın hayrına kullanacaksınız. Ahlak ve erdemi kuşanacaksınız. Öğretmenlerinize, arkadaşlarınıza, annebabalarınıza, bütün insanlara karşı sevgi ve saygıyı elden bırakmayacaksınız. Ulvi değerleri yaşayıp yaşatacaksınız. Sizler, ülkemizin, İslam âleminin, bütün mazlumların, mağdurların, mahrumların ümidi olmaya devam edeceksiniz
Siz vefakâr anne-babalar!
Evlatlarınızın ilk öğretmeni sizler oldunuz. Sizlere düşen, evinizin de bir okul olduğunu asla unutmamaktır. Yavrularınızın öğretmenleriyle, eğitim kurumlarıyla daima irtibat halinde olmaktır. Eğitimin, çocuğunuza sadece bilgi yüklemekten ibaret olmadığı bilinciyle hareket etmektir. “Hiçbir anne baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir miras bırakmamıştır.” 2 hadisi gereği evlatlarınızın istikbali kadar, onların iyi ve faydalı birer insan olarak yetişmeleri için de gayret göstermektir. Bunun bir yolu olarak Kitabın âyetleriyle kâinatın âyetlerini birlikte öğrenmeleri için okullarımızda seçmeli olarak okutulan Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberimizin Hayatı derslerini ihmal etmemektir.
Kardeşlerim!
Yüce Rabbimiz, öğretmenler, öğrenciler ve annebabalar olarak bizleri sorumluluğunun bilincinde olanlardan eylesin. Rabbimiz, öğrettikleriyle bizleri faydalandırsın. Bizlere fayda verecek ilmi öğretsin. İlmimizi ve kavrayışımızı artırsın. Bizleri salihlerin zümresine ilhak eylesin.
1 Alak, 96/1-5; Buhârî, Bed’ü’l-vahy, 1.
2 Tirmizî, Birr, 33; İbn Hanbel, IV, 77.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü