2024 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nın açılış programı İstanbul’da yapıldı

23 Eylül 2024 Pazartesi
2024 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nın açılış programı İstanbul’da yapıldı

2024 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nın açılış programı İstanbul’da yapıldı

Diyanet İşleri Başkanlığınca Peygamber Efendimizin (s.a.s.) veladeti münasebetiyle düzenlenen 2024 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nın açılış programı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla İstanbul’da yapıldı.

Programda konuşan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, gönül coğrafyasındaki tüm kardeşlerine selam gönderdiğini, Filistin’in yiğit evlatlarına, Gazze’nin mazlum ve mahzun evlatlarına ülkesi ve milleti adına en derin sevgilerini ilettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilay-i kelimetullah yolunda vatanı ve milleti için fedai can eyleyen tüm şehitlerin aziz ruhlarını rahmetle ve tazimle yad edip, vatanın ve ay yıldızlı al bayrağın bekası için bedel ödeyen gazilere şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 asır önce, ayın 14’ü gibi parlayan Peygamber Efendimizi (s.a.s.) bugün bir kez daha büyük bir ihtiramla, hürmetle yad ediyoruz. İnşallah bu gece, salimen vasıl olacağımız taptaze bir şuur ve heyecanla ihya edeceğimiz Leyle-i Mevlid’in Müslümanların yanı sıra tüm insanlık için hayırlar getirmesini temenni ediyoruz. Bu güzel gecenin başta Gazze’deki mazlumlar olmak üzere yeryüzünün farklı köşelerinde ölümle, açlıkla, zulümle ve zalimle boğuşan tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığının Mevlid-i Nebi Haftası’nı her sene farklı bir başlık altında idrak ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılki programların temasının “Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası” olarak belirlendiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta boyunca yurt içinde ve yurt dışında icra edilecek programlarla hep birlikte bu müstesna günlerin feyzinden istifade etmeye çalışacağız. Burada öncelikle şu hususun altını çizmek istiyorum: Hz. Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam, veladetinden vefatına kadar her anıyla yaşantısıyla, sözleriyle, mücadelesiyle bizler için en güzel örnektir.” şeklinde konuştu.

Hz. Muhammed'in vahye aracılık etmekle kalmayıp, Kur'an'ı yaşadığını ve hayatının her anına tatbik ederek ete kemiğe büründürdüğünü kaydeden Erdoğan, "Rabbimiz Ahzab Suresi 21. ayetinde şöyle buyurmaktadır; 'Ey inananlar, ant olsun ki sizin için Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah en güzel örnektir." dedi.

“Kur’an-ı Kerim nasıl insanlık için bir kurtuluş reçetesiyse Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) hayatı da insanlığın yolunu aydınlatan meşaledir.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Dünya hayatında kendimize örnek aldığımız, izinden gittiğimiz, yoluna hayatımıza adadığımız tek insan Resulullah Efendimizdir (s.a.s.). Bizim rehberimiz de önderimiz de uğruna can vereceğimiz maşukumuz da sadece ve sadece O’dur (s.a.s.). Rabbim bizlere Resulullah’ın (s.a.s.) izinde yürümeyi, O’nun hayatıyla, şahsiyetimizi inşa etmeyi, O’nun örnek ahlakıyla ahlaklanmayı nasip eylesin diyorum.”

“Efendimizin kılavuzluğunda şahsiyetimizi yeniden inşa edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir manevi diriliş fırsatı olarak gördükleri Hz. Muhammed’in (s.a.s) veladetinin yıl dönümünün buna vesile olmasını yürekten temenni ettiklerini belirterek, “Diyanet İşleri Başkanlığımızın öncülüğünde tertiplenecek programlarla dünya hayatının gailesi altında yorulan, örselenen, sıkışan kalplerimizi Peygamber efendimizin aşkıyla yeniden pür nur eyleyeceğiz. Bir olmanın, birlik olmanın, mümin gönüller olarak vahdet olma sırrına inşallah bir kez daha ereceğiz. İnsanlar arasından çıkmış en güzel örnek olan efendimizin kılavuzluğunda şahsiyetimizi yeniden inşa edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Bu niyetlerle düzenlenecek programların ifasında vazife üstlenen Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının her birine başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında ‘Emri bil maruf nehyi anil münker’ şuuruyla tebliğ, tevil ve irşat faaliyetlerinde bulunan tüm kardeşlerimden, hocalarımızdan Allah razı olsun diyorum.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet camiasından bu anlamlı gecelerin ihyasında oynadığı öncü rolü aynı kararlılıkla devam ettirmesini beklediğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Şahsiyet inşası tek tek fertler kadar, fertlerden müteşekkil toplumlar için de önemlidir. Şahsiyetini medeniyet değerleriyle, güzel ahlakla yoğuran bireyler, önce ailelerine sonra mensubu oldukları millete, en sonunda ise tüm insanlığa faydalı kişiler olur. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) hayatına baktığımızda şahsiyet inşasının üç sütun üzerine bina edildiğini görürüz. Bunlar iman, ahlak ve hikmettir. O (s.a.s.), söylediğine ve yaptığına herkesin itimat ettiği Muhammedü’l-Emin’dir. Hiç kimsenin arkasına bakmadan, kalbinde en küçük bir şüphe duymadan canını, malını, namusunu teslim ettiği en güvenilir kişiydi. O (s.a.s.) insanların en hayırlısı, en takvalısı, en şefkatlisi ve merhametlisiydi. Bununla birlikte efendimiz, cihat meydanlarının muzaffer komutanıydı. Efendimiz (s.a.s.), imanla yoğrulmuş bir kalbin, takva ile süslenmiş bir şahsiyetin nasıl bir hayat sürdüreceğini bizzat yaşamış ve bizlere miras bırakmıştır.”

Peygamber Efendimizin (s.a.s.), kendi şahsiyetini Kur’an ile inşa ederken, aynı zamanda ümmetinin de şahsiyetini şekillendirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“En yakın dostları ve ashabı onun izinde yürüyerek kendi şahsiyetlerini kemale erdirmiş ve insanlığa örnek olmuştur. Şahsiyet inşası sadece ferdi bir sorumluluk değil aynı zamanda toplumsal bir görevdir. Şu hakikatin hepimiz gayet farkındayız: Güçlü şahsiyetler, sağlam bir topluluğun teminatıdır. Bireyler ahlaklı, erdemli, merhametli olduğunda toplumda da adalet olur, huzur olur, emniyet olur ve refah olur. Ama tek tek kişiler bozulursa aile bozulur. Aile yozlaşırsa toplum çürür, toplum çürürse devlet çürür, memleket çürür, bütün insanlık zeval görür.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada şunu da ifade etmek durumundayım. Artık eskisi kadar olmasa da halen birilerinin bu manevi işgal projesine taşeronluk yaptığını görmekteyiz. Aralarında FETÖ’cü ve bölücülerin de olduğu malum mahfiller bunu son derece planlı, son derece sinsi ve kurnazca yapıyor. Biz bunlardan ülkeye kötülük dışında, nifak ve husumet dışında zaten bir şey beklemiyoruz. Kimileri de millet ve memleket düşmanlarının tuzağına düşerek bu manevi yıkım projesine istemeden destek veriyor. Ülke gündemine gelen bazı hadiseler, bu çevreler tarafından milletle ve milletin inanç değerleriyle kavga vasıtası haline getiriliyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ideolojik bağnazlık son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki cuma hutbesini, hutbede okunan ayet-i kerimeleri hedef almaya başladılar.” ifadelerini kullandı.

“Diyanet teşkilatımıza, hocalarımıza utanmazca had bildirmeye kalkıyor.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu yaparken de cehaletini gizlemek için Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in arkasına saklanıyor, onu paravan olarak kullanıyor. İçinde ne varsa ortaya dökmek yerine Gazi Mustafa Kemal’i hadsizliğine alet ediyor.” değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, haya, edep, şefkat ve merhamet gibi hasletlerin günlük hayattan biraz daha çekildiğini, insanı fıtratından kopartan LGBT’vari sapkınlıkların daha önce hiç olmadığı kadar özendirildiğini ve teşvik edildiğini söyledi.

Programa katılan din görevlilerinden daha fazla çaba ve gayret beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önce de söyledim. Siz irşat vazifenizi layıkıyla yaparsanız kimsenin çamuru size bulaşmaz. Sizler duruşunuzla, tavrınızla, hayatınızla, sözünüzle, davranışlarınızla örnek olursanız gençlerimizle, milletimizle aranızı hiçbir kirli kampanya bozamaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, din görevlilerinin iman kalesinin muhafızları olduklarını, görevlerinin ağır ve mesuliyetlerinin de büyük olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Rabbim yar ve yardımcınız olsun diyorum. Rabbim bu gece, bu hafta hürmetine, habibinin yüzü suyu hürmetine bizi kendi yolundan, sırat-ı müstakimden ayırmasın diyorum. Bu düşüncelerle Peygamberimizin veladetinin yıl dönümünün hepimiz için, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Leyle-i Mevlid’te edeceğiniz duaların, yapacağınız ibadetlerin Allah katında kabul olmasını niyaz ediyorum. İmamlarımızın, müezzinlerimizin, Kur’an kursu öğreticilerimizin, vaizlerimizin, müftülerimizin ve din hizmetleri müşavirlerimizin Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı da bu vesileyle tebrik ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımıza bu güzel program için teşekkür ediyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “İnsanlık, varoluşun anlamını O’nunla (s.a.s.) yeniden idrak etmiştir”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise konuşmasına, “Yanan kalbe devasın Sen, bulunmaz bir şifasın Sen, muazzam bir sehasın Sen, cemalinle ferahnak et ki yandım ya Resülullah. gibi mısralarla gönül yangınlarını izhar eden Peygamber aşıklarına selam olsun.” sözleriyle başladı.

İnsanlık tarihinin en büyük hadisesinin sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) mevlidiyle dünyayı teşrifi olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, “Yolunu ve yönünü kaybeden insanlık, varoluşun anlamını ve yaratılışın gayesini O’nunla (s.a.s.) yeniden idrak etmiştir. O’nun (s.a.s.) yolundan gidenler zihinleri, gönülleri ve yeryüzünü imar etmiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) imanı, samimiyeti, dürüstlüğü, vefası, insanlarla ilişkisi, tüm canlılara karşı sevgi, şefkat ve merhameti ve daha nice hasletleriyle insanlık için en güzel örnek olmuştur.” dedi.

“Sorunların insanlığı çepeçevre kuşattığı bir çağı yaşıyoruz”

Başkan Erbaş, bugün ne yazık ki insani değerlerin, ahlaki erdemlerin, adaletin, merhametin alabildiğine örselendiği bir zamana, küresel kötülüklere şahitlik ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:

“Bencillik, yalnızlık, umutsuzluk, güvensizlik gibi sorunların insanlığı çepeçevre kuşattığı bir çağı yaşıyoruz. Kimlik, kişilik, aidiyet, anlam ve gaye ekseninde yaşanan krizlerin insanları modern bir cahiliyeye sürüklediğini görüyoruz. Arif Nihat Asya’nın dediği gibi; ‘Yer yüzünde riya, inkar, hıyanet, altın devrini yaşıyor. Diller, sayfalar, satırlar Ebu Leheb öldü diyorlar. Ebu Leheb ölmedi ya Muhammed, Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor.’”

14 asır evvel buna benzer cehaletlerin yaşandığı zamanlarda insanlığın derdine çare olarak Peygamber Efendimizin (s.a.s.) gönderildiğini ve kısa zamanda alemlere rahmet olarak gönderilmiş olmasının sonuçlarının alındığını anımsatan Başkan Erbaş, “Bugün de insanlığı düştüğü bu dehlizden çıkarmanın yegane yolu kaybedilen değerleri, vahyin ve nübüvvetin rehberliğinde yeniden ihya etmektir.” diye konuştu.

“2024 yılında gençlik faaliyetleriyle yaklaşık 6 milyon 800 bin gencimize ulaştık”

Başkan Erbaş, şunları söyledi:

“Diyanet İşleri Başkanlığı olarak tüm imkan ve mensuplarıyla inancımızın ilkelerini sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) mümtaz şahsiyetini insanlara tanıtmaya gayret ediyoruz. Özellikle gençlerimizin, çocuklarımızın, nesillerimizin sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) üstün ahlakı ve örnek şahsiyetiyle tanışmasına büyük önem veriyoruz. İslam’ın hakikatleriyle gençliğin heyecanı buluştuğunda yeryüzünün güzelleşeceğine inanıyoruz. Daha da önemlisi bizler iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ayırt edebilen her şartta inanç ve değerleri uğrunda mücadele edebilen bir neslin yetiştirilmesini varlık sebebimiz olarak görüyoruz. Dolayısıyla bütün gençlerimiz Peygamber Efendimizin (s.a.s.) şahsiyetiyle tanışsın, ahlakını yaşasın diye ‘Gençliğe Değer’, ‘İzcilik Kampı’ ve ‘Değerleriyle Yetişen Gençlik’ gibi projelerle; gençlik merkezlerimiz, gençlik koordinatörlerimiz ve KYK’larda hizmet veren manevi danışmanlarımızla gençlerimizin heyecan ve hayallerine rehberlik etmeye çalışıyoruz. 2024 yılında hamdolsun farklı programlar ve gençlik faaliyetleriyle yaklaşık 6 milyon 800 bin gencimize ulaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”

Huzurlu bir toplum ve huzurlu bir dünyanın temelinde aile kurumunun olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, “Peygamberimizin (s.a.s.) aileye dair getirdiği mesaj ve değerleri herkes öğrensin diye aile ve dini rehberlik hizmetlerimizi binin üzerinde hoca hanımla daha bir özenle yapıyoruz. Aileyi koruma ve desteklemeye yönelik eğitimler, seminerler, konferanslar gerçekleştiriyoruz. ‘Baba Okulu’, ‘Evlilik Okulu’ gibi projelerle gençlerimizin sağlıklı, güçlü ve huzurlu bir yuva kurması için çalışıyoruz. Vaaz ve hutbelerimizde sık sık bu konularda farkındalık oluşturmaya gayret ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” hadis-i şerifini kendilerine şiar edinerek, ihtiyaç odaklı ve hafızlık Kur’an kurslarında her yıl 100 binlerce kişiye Kur’an ve din eğitimi verdiklerini söyledi.

“Her yıl 3 milyona yakın evladımızı dinimizin güzellikleriyle tanıştırıyoruz”

Özellikle değerler eğitimini merkeze alan 4-6 ve 7-10 yaş Kur’an kurslarında çocukları hem Kur’an-ı Kerim’le buluşturduklarını hem de Peygamberimizin (s.a.s.) örnek şahsiyetiyle tanıştırdıklarını ifade eden Başkan Erbaş, “Şimdiye kadar 4-6 yaş arası 1,5 milyon evladımızın katıldığı bu kurslarımızın yanı sıra cami merkezli gerçekleştirdiğimiz yaz Kur’an kurslarımızda her yıl 3 milyona yakın evladımızı yüce dinimizin güzellikleriyle, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) hayatıyla tanıştırıyoruz, buluşturuyoruz.” dedi.

Başkan Erbaş, milleti ve tüm insanlığı, İslam’ın hakikatleriyle, alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) sünnetiyle buluşturmak adına yayınlar yaptıklarını, 50’den fazla dil ve lehçede, dini, Kitabı ve Peygamberi (s.a.s.) tanıtan binlerce eser yayınladıklarını anlattı.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan ve ilahi, tasavvuf musikisi dinletilerinin de sunulduğu programda, 2024 yılı Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla hazırlanan sinevizyon gösterimi de yer aldı.