"Dinin Anahtar Kavramları"nda "Zikir" konu başlığı ele alındı
Diyanet TV’de ekranlara gelen "Dinin Anahtar Kavramları" programının ilk bölümünde "Zikir" konu başlığı ele alındı.
"Dinin Anahtar Kavramları" adlı programda Eski Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş'in anlatımıyla İslam dinine ait kavramlar hadis ve ayet-i kerimeler ışığında izleyiciye aktarılıyor. Ankara Vakıf Eserleri Müzesi'nden ekranlara gelen programda takva, zikir, şükür, infak, dua, kıble, tövbe gibi kavramlar ele alınıyor.
"Zikreden insan, rahmet insanıdır. Zikreden insan, fikreden insandır. " diyen Eski Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Keleş, şu ifadelere yer verdi:
" Ayet-i kerimede Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: 'Beni anın ki ben de sizi anayım.'. Zikrin en belirgin şekilde kendini gösterdiği alan, kişinin olumsuz bir şey yapacağı zaman Allah'ı hatırlayıp, orada durmasıdır. Dil birliği ile Allah'ı zikretmek elbette önemlidir. İnsan, Cenab-ı Hakk'ın rızasına uygun olmayan bir tutum ve tavırla karşı karşıya kaldığı zaman Allah'ı hatırlaması onu harama dalmaktan, yanlış iş yapmaktan alıkoyuyorsa zikir esasen işlevini burada göstermektedir. O anda Allah'ı hatırlayıp yapacağı kötü işten vazgeçiyorsa veya yapması gereken ibadet ve vecibeleri varsa; insani ilişkilerde gözetmesi gereken birtakım hususlar ve ahlaki esaslar varsa; İslam dininin bize öğrettiği ve bizim yapmamızı istediği, bu işleri Allah'ı hatırlayarak yaparsa; gerçek anlamda zikir Müminin hayatında yer alıyor, demektir. Kişi, her halükarda ve her zaman Allah'ı zikredebilir. Dili ile de bunu söyler. Esas önemli olan kalbinden, Cenab-ı Hakk'ın varlığını, birliğini, nimetlerini düşünmesidir. İnsanın, Allah-u Teala'nın yarattıkları üzerinde düşünmesi zikrin bir türünü oluşturmuş oluyor. Bu şekilde Cenab-ı Hakk ile sürekli bağ kurar. Esasen zikir bu şekilde işlevini görüyor."
İbadetlerde zikrin yerine dikkat çeken Keleş, şöyle konuştu:
"Kıldığımız namazlarda zikir, sürekli yer almaktadır. İnsan, oruç ibadeti içerisindeyken ve orucunu tamamlayıncaya kadar zikir halindedir. Çünkü Allah'a ibadet içerisindedir. Cenab-ı Hakk'ı sürekli zikretmektedir. Diğer ibadetleri yerine getirirken de haccın her bir alanında zikir çok geniş bir şekilde yer almaktadır. Önemli olan Müslüman'ın bütün hayatını, zikir ile işler hâle getirmesidir. Bu durum, Mümini; sürekli bir Mümin bilinciyle İslami şuurla yaşamaya sevk eder. Bu şuurla yaşayan bir Müslüman da bir rahmet insanı, bir iyilik insanı haline gelir. Hiç kimseye, ondan bir kötülük gelmez. Sürekli hayır ve iyilik üreten ve herkes için rahmet kaynağı olan bir insan haline gelir. Dolayısıyla zikreden insan, rahmet insanıdır. Zikreden insan, fikreden insandır. Allah-u Teala'nın nimetleri üzerinde düşünür. Zikreden insan, şükreden insandır. Bu bakımdan, zikir devamlı iç içe olmamız gereken bir şuur halidir."
"Dinin Anahtar Kavramları" Salı ve Perşembe saat 14.30’da Diyanet TV’de…