Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan Ramazan Bayramı mesajı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan Bayramı mesajında tüm İslam âleminin bayramını tebrik ederek, “Evlerimizde geçirmek zorunda olduğumuz bu günlerde, iletişim imkânlarıyla anne-babamızın, büyüklerimizin, akraba ve yakınlarımızın halini-hatırını soralım, gönüllerini alalım” dedi.
Bizleri, Ramazan ayının rahmet ve bereket ikliminin ardından bayram sevincine ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. İslam’ın barış, kardeşlik ve dayanışma çağrısını bizlere ulaştıran Sevgili Peygamberimize salât ve selam olsun.
Aziz Kardeşlerim!
Bayramlar; bizleri aynı niyet ve gayeyle ümmet olma şuurunda buluşturan, kardeşlik duygularımızı pekiştiren, bize inanç ve medeniyet değerlerimizi hatırlatan ilahî armağanlardır.
İnanç, ibadet ve kültürümüzü huzur atmosferinde mezceden; Müslüman olma ve Müslüman kalma bilincimizi tazeleyen, birlik olma irademizi canlı tutan ve tarih sahnesinde bize süreklilik kazandıran müstesna zaman dilimleridir.
Bayramlar; Rabbimizin “Müminler, ancak kardeştir” ilahi fermanının en açık şekilde toplumun tüm kesimlerinde tezahür ettiği muazzam bir vahdet sahnesidir.
Şimdi bir taraftan rahmet ve mağfiret mevsimi Ramazan ayını geride bırakmanın hüznünü taşırken diğer taraftan da muhabbet ve kardeşlik iklimi bayrama ulaşmanın heyecanı ve sevinci içerisindeyiz. İbadet ve iyiliklerle geçirdiğimiz bir ayın kalbimize ve hayatımıza getirdiği huzur ve bereketi yaşıyoruz. Yardımlaşma ve paylaşmanın en güzel örneklerinin yaşandığı kutlu bir mevsimin bayramını idrak ediyoruz.
Biliyoruz ki bayramlar hep beraber yaşandığında hakiki manasını bulmaktadır. Bunun için, evlerimizde geçirmek zorunda olduğumuz bu günlerde de, telefon ve iletişim imkânlarıyla sevdiklerimizle bayramlaşalım. Başta anne-babalarımız olmak üzere büyüklerimizin, akraba ve yakınlarımızın halini-hatırını soralım, gönüllerini alalım. Mazlumların, gariplerin, muhtaçların, yetimlerin de bayram sevincini yaşamalarına katkıda bulunalım. Özellikle evlerimizde çocuklarımızın bayramın heyecanını yaşamalarını sağlayalım. Ahirete irtihal eden sevdiklerimizi dualarla yâd edelim.
Değerli Kardeşlerim,
Mübarek bir zamanın kutlu atmosferini idrak ettiğimiz bu günlerde önemli bir husus da; Ramazan vesilesiyle yeniden kuşandığımız kulluk şuurunu, ibadet bilincini, sorumluluk duygusunu, merhamet ahlakını, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma ve kimsesizlerin kimsesi olma gibi bizi biz yapan değerlerimizi aynı azim ve kararlılıkla devam ettirmektir. Ramazanın bereketini ve bayramın güzelliğini bütün bir hayata taşımaktır. Zira buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır.
Çünkü bugün dünyamız, yüz binlerce insanın ölümüne sebep olan ve milyonlarca insanı derinden etkileyen bir virüsün sebep olduğu sancılı ve sonucu belirsiz bir süreçten geçmektedir. Bu bağlamda küresel boyutta insanlığın bir endişe, umutsuzluk, çaresizlik ve özgüven sarsılması yaşadığı da bir gerçektir. Dolayısıyla bizim gereken tüm tedbirleri alarak azim ve ümitle, sabır ve metanetle, tevekkül ve dua ile mücadeleye devam etmemiz ve insanlığa da bu manada rehberlik etmemiz gerekmektedir.
Zira biliyoruz ki, aziz milletimiz, geçmişten günümüze savaş, doğal afet, salgın hastalık ve ekonomik sıkıntılar gibi nice badirelerin birlik, beraberlik ve dayanışma ruhuyla üstesinden gelmiştir. Nitekim bu zorlu süreçte, devletimizin ve milletimizin beraberce ortaya koyduğu takdire şayan tavır da bunu göstermektedir. Önemle ifade etmeliyim ki kadirşinas milletimizin bu asil tutumu, Allah’ın izni ve inayetiyle gelecek güzel günlere dair umudumuzu artırmaktadır.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin mübarek Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyor; bu bayramın, Müslümanların ve tüm insanlığın selametine vesile olmasını Cenab-ı Mevlâ’dan niyaz ediyorum.