Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş: Bayramları Aslına Rücu Ettirmeliyiz

11 Temmuz 2019 Perşembe
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş: Bayramları Aslına Rücu Ettirmeliyiz

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın merkez teşkilatlarında görev yapan personelle bayramlaştı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen bayramlaşmada bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, personelin Kurban Bayramı’nı tebrik etti.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, kutsal topraklardan hac farizasını yerine getirip geldiğini ifade ederek, “Öncelikle ifade etmeliyim ki; ırk, dil, renk, kültür, ülke ve coğrafyaları farklı; fakat imanları, gönülleri ve duaları bir milyonlarca Müslüman kardeşimizle bir arada kutsal topraklarda, sayısız hikmetleri ve güzellikleri içinde barındıran hac farizasını yerine getirmenin huzur ve mutluluğunu yaşadık” dedi.

Başkan Erbaş, Bayramın, Müslümanlık bilincinin ve kardeşliğinin daha da güçlenmesine vesile olması niyazında bulundu.

Bayramların insanın ruhunu diri tutmaya yönelik büyük bir fonksiyonu icra ettiğine dikkat çeken Başkan Erbaş, “İslam’ın her daim yücelttiği ve gerçeği arama çabası olarak ifade edebileceğimiz “bilgi”; hakikat yolunun kılavuzu “hikmet” ve hakikatin bizzat kendisini işaret eden “marifet” yurdunda doğup iman ve ahlakla neşvünema bulan kadim medeniyetimizin bütün unsurları bizim ruhumuzu diri tutmaya yönelik hep var olagelmiştir”  şeklinde konuştu.

Diyanet Teşkilatının mensuplarının her alanda olduğu gibi bayramları tatil olarak değil, sılayı rahim olarak değerlendirilmesi noktasında da rehberlik ve önderlik yapmasının önemini vurgulayan Başkan Erbaş, “Modern yaşayış biçimlerinin hayatımızı bütün yönleriyle etkisi altına aldığı, gerek bireysel gerekse sosyal bağlarımızın giderek anlamını yitirdiği bu zamanlarda bayramlar, bizleri fıtratımızla buluşturan, sevgi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren, birlik-beraberlik, paylaşma, dayanışma ve rahmet günleridir. Bayramlar, Yüce Allah’ın biz kullarına sevinç ve mutluluk kaynağı olarak armağan ettiği eşsiz zamanlardır” dedi.

“Bayramları aslına rücu ettirmeliyiz” diyen Başkan Erbaş, “Bayramlar, bizleri geleceğe taşıyan, tarih sahnesinde biz Müslümanlara süreklilik kazandıran en müstesna zamanlardır. İman kardeşliğimizin, İslam kardeşliğimizin tezahürleridir. Bayramlar, hep beraber sevince dönüşürse hakiki manada bayram olur. Dolayısıyla, bayramın neşesini çoğaltmalı ve her yere taşımalıyız” ifadelerini kullandı.

Kurban Bayramı’nın yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneklerinin yaşandığı eşsiz bir zaman dilimi olduğunun altını çizen Başkan Erbaş, “Hakikat ve iyilik adına yollara düşüp Muhacir olmayı; mazluma, muhtaca elini, evini, yüreğini açıp Ensar olmayı; yetime kardeş, yoksula sevinç olmayı; takvaya bürünüp merhameti kuşanarak başkaları adına yola revan olmayı; eşyaya ve dünyaya emanet bilinciyle yaklaşıp sadaka ve sadakati hayat tarzı edinmeyi; sadıklardan olma payesinden başka gaye taşımadan iyilik yolunda adanmayı kendisine şiar edinen Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı işbirliği ile ‘dinî esaslara uygun, güven ve emanete riayet’ ilkesiyle icra edilen vekâletle kurban organizasyonumuz; yardımlaşma, paylaşma ve kardeşliği evrensel boyutta yaşatan küresel bir iyilik çalışması. haline gelmiştir elhamdülillah” diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” temasıyla beraber yürüttüğü vekâlet yoluyla kurban organizasyonuna da değinen Başkan Erbaş, “Aziz milletimiz, her sene olduğu gibi bu sene de vekâlet yoluyla kurbanlarını dünyadaki mağdur ve muhtaçlarla paylaşmıştır” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının birlikte yürüttüğü vekâlet yoluyla kurban organizasyonunun 430 bin gibi bir bağışla memnun edecek düzeyde olmasının iki şeyi gösterdiğine işaret etti: “Birincisi, aziz milletimizin büyüklüğünü ve alicenaplığını açıkça bir kere daha ortaya koyuyor. Milletimiz nerede bir mağdur ve muhtaç varsa yardım elini oraya uzatıyor tıpkı ecdadı gibi. Hatta kendi sıkıntıları olsa dahi başkalarına yardım etmekten vazgeçmiyor bizim milletimiz. Artık kendi varlığının sebebi olarak bunu görüyor. Yani ben vermeliyim ki Allah da bize versin. İkincisi, halkımız -elhamdülillah- Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Türkiye Diyanet Vakfımıza güveniyor.  Büyük bir teveccüh gösteriyor. Güven duygusu gittikçe artıyor Başkanlığımıza ve Vakfımıza. Bu itibarla bendeniz de bu kurumda sizler gibi seçkin hocalarımızla birlikte çalışmaktan iftihar ediyorum. Allah çalışmalarımızın sayısını artırsın, faaliyetlerimizi daha da bereketlendirsin inşallah.”

“Ümmetin ve insanlığın sorunlarına ve çıkış yollarına dair etkin çalışmalar yapmak zorundayız”

“Üç açıdan mutlaka kendimizi geliştirmeli ve geleceğe hazırlamalıyız” diyen Başkan Erbaş, şöyle devam etti: “Birincisi; imkânları, potansiyeli ve hizmetleriyle dünya çapında bir teşkilatta hizmet ediyoruz. Dolayısıyla Başkanlığın gelecek perspektifi, hizmet planlamaları, sorunları, çözüm yolları gibi alanlarda i’mal-i fikirde bulunmalıyız. Bilhassa deruhte ettiğimiz alanın bütün yönlerine vakıf olmalıyız. İkincisi; yaşadığımız toplumu ve dünyayı tanıma, ümmetin ve insanlığın sorunlarına ve çıkış yollarına dair etkin çalışmalar yapmak zorundayız. Bunun için mutlaka okumalarımız olmalı, ders halkaları ve müzakere ortamları oluşturmalıyız. Merkez teşkilatımız sadece teknik ve planlama, organizasyon yönüyle değil, entelektüel olarak da taşra ve yurtdışı teşkilatımızın motoru olmalıdır. Üçüncüsü; kişisel fonksiyonlarımızı, kariyerimizi ve yeteneklerimizi sürekli geliştirmeyi ihmal etmemeliyiz. Tüm bunları nazar-ı itibara aldığımızda emin olun, her şeyden önce Rabbimiz emeklerimizi zayi etmeyecek ve gayretlerimizin karşılığını nasip edecektir.”

Diyanet İşleri Başkanlığının büyük bir halk kitlesine ulaştığını ve bu yüzden Diyanet Teşkilatının topluma rehberlik etme noktasında büyük sorumlulukları olduğunu hatırlatan Başkan Erbaş, “Toplumumuzun kardeşlik harcı, dostluk mayası ve göz bebeği bir teşkilat olan Diyanet İşleri Başkanlığı, aziz milletimizin birlik-beraberlik, kardeşlik ve yardımlaşma ilkeleriyle huzur ve güven içinde yaşaması için bütün imkânlarıyla gayret etmektedir” dedi.

Başkan Erbaş, Diyanet Teşkilatının, din istismarından milli para kullanımına kadar her türlü konuda topluma rehberlik etme görevinin olduğunun altını çizdi. Başkan Erbaş, Diyanet Teşkilatını, Mescidi Nebevi’nin Türkiye’deki şubesi, varisi olduğunu ifade ederek bu bilinçle millete rehberlik etmek gerektiğini vurguladı.

“Kin ve nefret yerine merhamet ve adaleti ikame etmek için daha çok çaba göstermeliyiz”

Başkan Erbaş, farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Etnik, ideolojik, mezhebi ve meşrebi farklılıklar, bazen çatışma sebebi olarak görülebiliyor. Farklı görüşlere tahammül ve anlayış göstermek maalesef, kimi zaman zayıflayabiliyor. Her geçen gün insanların birbirlerini daha az anladığını, hatta anlayamaz hale geldiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Bu itibarla, kin ve nefret yerine merhamet ve adaleti; düşmanlık ve husumet yerine dostluk ve kardeşliği; riyakârlık ve gösteriş kültürü yerine içtenlik ve samimiyeti ikame etmek için daha çok çaba göstermeye ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu konuda bizler Teşkilatımızın merkezindeki kardeşlerimiz, vakfımızda çalışan kardeşlerimiz her zaman önderlik, rehberlik etmek durumundayız.”

Bayramlaşmaya Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Dr. Selim Argun, Prof. Dr. Huriye Martı, Dr. Burhan İşliyen, Başkanlığın üst düzey yöneticileri ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfının merkez teşkilatında görev yapan personel katıldı.