Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 'Müslümanların Kalbi İlimle Atmalı'

11 Temmuz 2019 Perşembe
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 'Müslümanların Kalbi İlimle Atmalı'

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi açılışı törenine katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi açılışı törenine katılarak burada bir konuşma gerçekleştirdi.

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’ sözüyle bizlere ilmin ne kadar önemli olduğunu anlatan Rabbimize sonsuz hamd ü senâlar olsun. ‘İlim kadın erkek herkese vaciptir’ buyuran Sevgili Peygamber Efendimize (s.a.s) sonsuz salat ve selam olsun” sözleriyle konuşmasına başlayan Başkan Erbaş, fakültenin yapımında emeği geçenlere teşekkür etti.

Başkan Erbaş, “Şehrin kalbi, Müslümanların kalbi mutlaka ilimle atmalı” dedi.

Başkan Erbaş, mekânların şerefi ve yüceliğinin içinde yapılan işlerle, içinde yetiştirilen öğrencilerle ortaya çıkacağına işaret ederek, “İnşallah bu mekânlar içerisinde yapılan, üretilen ilimle, bilgiyle; yetiştirilen insanlarla, öğrencilerle şerefli olacak, yoksa bir taş parçasından başka anlamı olmaz” diye konuştu.

“Bilginin, ahlak, hikmet ve hukuk ile ilişkisi hayati öneme sahiptir”

Ahlaktan, hukuktan, hikmetten yoksun bilginin insanlığı aydınlık yerine huzursuzluğa sürükleyeceğini ifade eden Başkan Erbaş,  “Hepimizin bildiği bir realite olarak, bilgi en büyük imkân ve güçtür. Ancak bizatihi güç ve iktidar kaynağı olan bilginin, insanlığın huzuruna vesile olması için, ahlak, hikmet ve hukuk ile ilişkisi hayati öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, insanlara zulmetmeye neden olan bilginin faydasız bilgi olduğuna ve bilginin yanlış yollarda değil, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarması için kullanılması gerektiğini belirtti.

“Bilgi üretmeyenler, üretilen bilginin takipçisi hatta mahkûmu olmaya mecburdur”

Okumayı, anlamayı, aklını kullanmayı, bilgiye sahip olmayı emreden ve tavsiye eden birçok ayetin ve hadisin olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, “Bilgi üretmeyenler, üretilen bilginin takipçisi hatta mahkûmu olmaya mecburdur” şeklindi konuştu.

Başkan Erbaş, İslam dünyasının bilim, teknik, tıp, sosyal bilimler, ilahiyat alanlarında bilgi üretme, bilgiyi güncelleme, değere dönüştürme ve hayata kılavuz yapma konularında zamanın gerisinde kalmanın bedelini ödediğini ve bu mesafeyi bir an önce telafi etmek gerektiğini vurguladı.

Başkan Erbaş, Batı merkezli bilginin insanı ve hayatı dizayn ettiğini ancak bu anlayışın, insan, evren, Allah tasavvurunda var olan ciddi krizlerin ve paradoksların bütün insanlığı derin bir çıkmaza doğru sürüklediğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Batının teklif hatta dikte ettiği düşünce ve davranış biçimi, insanlığın özlediği huzuru ve güveni tesis edemediği gibi, bilakis huzur ve geleceğe dair umudun daha da zayıflamasına sebep olmaktadır. Bunun yanında, vahye, köklü bir medeniyete, dinamik insan kaynaklarına sahip olduğu halde İslam dünyası, insanı ve hayatı inşa edecek bir bilgi ve dünya tasavvurunu, güçlendirip izah ederek yeryüzüne henüz teklif edebilmiş değildir. Dolayısıyla bilgiyi, hikmet, ahlak ve hukuk boyutuyla beraber yeniden inşa etmek, müminler için bir iman ve kulluk sorumluluğu olduğu gibi, daha yaşanabilir bir dünya kurmanın da yegâne yoludur.”

İslam coğrafyasının özellikle dini alanda yaşadığı sorunların ve karmaşanın en önemli sebeplerinden birisinin sahih dini bilginin ötelenmesi ve ihmal edilmesi olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, ırk ve mezhep eksenli kavgaların, yapay sınırlar ve ideolojik yaklaşımlar üzerinden yapılan tartışmaların da cehaletten beslendiğini belirtti.

İslam coğrafyasında yaşanan sorunların, acıların, küresel müdahalelerle, uluslararası faktörlerin sömürgeci politikalarıyla ilgili boyutunun varlığının inkâr edilemeyeceğini ifade eden Başkan Erbaş, yaşanan her travmanın küresel emperyalizmle ilişkisinin olduğuna ancak bu durumunsorunlarımızı tamamen harici unsurlara indirgeyerek, sorumluluklarımızı ve hatalarımızı görmezden gelmeye mazeret teşkil etmemesi gerektiğini söyledi.

“Din istismarı, sosyal boyutları aşarak bir güvenlik meselesi haline gelmiştir”

Din istismarı ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Başkan Erbaş şunları söyledi:

“Din istismarı bugün sosyal boyutları aşarak bir güvenlik meselesi haline gelmiştir. Dinin temel kaynaklarına ve akla aykırı, gerçeklere dayanmayan söylemler, hikâyeler, rüyalar üzerinden din anlatılarak vatandaşlarımızın samimi duyguları istismar edilmekte ve sömürülmektedir. Doğru bilginin ilkelerini ve metodolojiyi göz ardı eden bir yaklaşımla dinin hakikatleri alt-üst edilmektedir. Diğer yandan inanç esaslarını cedel konusu yapmak; fıkhın özünü ve makasıdını gözetmeksizin, zahiri boyutu dikte etmek; ibadetlerde şekilciliğin öne çıkarak, ibadetin ahlaka ve hayata yansıyan boyutunu ihmal etmek önemli bir sorundur.”

Tebliğde metodu kaybederek, kaba, katı ve itici bir tutum takınmanın, öncelikleri dikkate almamanın ciddi bir sorun olarak var olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, “Din, kesinlikle, ticari beklentilerin, çıkar tutkusunun, popülist kaygıların aracı ve payandası haline getirilmemelidir” şeklinde konuştu.

Başkan Erbaş, doğru şekilde karşılanmayan her ihtiyacın istismara açık olduğunun bugün daha yakından görüldüğünü belirterek, din adına hakikatlerle bağdaşmayan söz ve davranışlardan en fazla yine Müslümanların, bilhassa genç nesillerin olumsuz etkilendiğini söyledi.

Başkan Erbaş, “Referansını dinden aldığını iddia ederek toplumda bozgunculuk yapan FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerinin, Müslümanlara, birlik beraberliğimize ve geleceğimize verdiği zarar ortadadır” dedi.

“İnsanlığın aydınlık geleceğine rehberlik etme sorumluluğumuz var”

Yaşanan hayatın sorunları, milletin ve insanlığın geleceğine dair meselelerde daha gerçekçi, kapsamlı, yapıcı ve tatmin edici çalışmalar yapmanın mecburiyetine değinen Başkan Erbaş, “Açıkça ifade etmek gerekir ki, bugün milletimizin ve bütün Müslümanların dini hayatına, insanlığın aydınlık geleceğine rehberlik etmek sorumluluğu İmam Hatip liselerinde, İlahiyat fakültelerinde, İslami İlimler fakültelerinde ve Diyanet İşleri Başkanlığındadır” dedi.

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak özellikle irşat hizmetlerinde üniversite hocalarından istifade etmek istediklerini, İlahiyat fakültelerinin birçok ilde olmasının kaliteli, nitelikli din hizmetini topluma ulaştırma noktasında büyük bir avantaj olduğunu belirterek, “Bütün camilerimizin mihrapları, minberleri ve kürsüleri bütün İlahiyat fakülteleri, İslami İlimler fakülteleri, İmam Hatip liseleri meslek dersi öğretmenleri bütün kardeşlerimize açıktır” ifadelerini kullandı.

Yeni eğitim-öğretim yılının açılışına yaklaşıldığını söyleyen Başkan Erbaş,  bütün öğrencilere ve hocalara başarılar diledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, müftülükler, gençlik koordinatörleri, manevi rehberler başta olmak üzere bütün hocalarla, gençlere yardımcı olmaktan ve rehberlik etmekten memnuniyet duyacaklarını belirten Başkan Erbaş, “Bugün açılışını yaptığımız Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nin şehrimiz, ülkemiz ve bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Rabbim hayırlara vesile eylesin. İnşallah bu binayı içerisinde üretilen ilimle ve yetiştirilen öğrencilerin şerefiyle şereflendirsin” diyerek sözlerine son verdi.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Evliya Çelebi Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen programa Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayır, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı ile Prof. Dr. Ramazan Muslu, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Kapukaya, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu, Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar ve çok sayıda akademisyen katıldı.