"Esma’dan İnsana" Diyanet TV’de…
Diyanet TV'de ekranlara gelen "Esma’dan İnsana" programında El-Melik ve Mâlikü’l-Mülk isimlerinin manaları konuşuldu.
"Esmadan İnsana" programında Allah’ın “esma-i hüsnası” Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı ile konuşuluyor. Allah'ın esma-i hüsnalarını bilip, tanıyıp, iman etmek ve O’nun esmasının tecellisiyle ahlakımızı yeni baştan imar etmek amacıyla yapılan programda,
Allah’ın güzel isimleri bir mana bütünlüğü içerisinde anlatılıyor.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı'nın daimi konuk olduğu programın bu hafta ekrana gelen bölümünde El-Melik ve Mâlikü’l-Mülk isimlerinin anlam açısından yakınlıkları ve mülk kavramından anlaşılması gerekenler ele alındı.
El-Melik ve Mâlikü’l-Mülk isimlerini anlatan Martı şöyle konuştu:
"Melik, Allah-u Teala'nın kudretini, gücünü ve tasarruf yetkisini bizlere bildiren esma-i hüsnadan birisidir. Melik, aslında sahip demek. Mülk, sahip olunan varlık demek. Melik ya da Malik, Allah-u Teala'nın ismi olarak bütün varlıkların sahipleri olan ve onlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sonsuz derecede sahip olan otorite sahibi demektir. Allah-u Teala'nın Melik ismi, aslında Cenab-ı Hakk’ın, Gani ismiyle; en zengin olan, varlıklı olan ve herkesin O'na muhtaç olduğu O'nun kimseye muhtaç olmadığı yegane yaratıcı ismiyle çok yakın bir anlam ilişkisine sahip. Çünkü Melik demek; hem görünen hem görünmeyen bütün varlıkların sahibi demek. Hem bu dünyadaki hem ahiretteki bütün varlıkların sahibi demek. Mülkü elinde tutan, otoriteyi hükümranlığı elinde tutan; dünyanın kainatın sahibi olan demek. Dolayısıyla burada bir zenginlik var. Evrensel bir kuşatıcılıkla; hem bu dünyada hem de ahirette bütün varlıklar üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabilme yetkisi var."
Allah’ın, insanları mal ve servet ile imtihan edeceğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Martı, şu ifadelere yer verdi:
"Eline mülk veya güç geçen insanlar, herhangi bir servet sahibi olduğu zaman zalimleşen bu serveti ve mülkü insanlığın iyiliğine ve kendisini de ahirette kurtaracak iyi amellere çeviremeyip tam tersine bencilleşen, zalimleşen insan maalesef çok büyük ziyandadır. Dolayısıyla Allah-u Teala, kendi isimlerini bize sayarken Kur'an-ı Kerim'de Haşr Suresi'nde hem güç sahibi, selam ismiyle Selam veren, Rahman ismiyle rahmet dağıtan, Vedud ismiyle sevgi yaratan bir Allah. Yani o gücü, kainatın ve bütün varlıkların dengesi, iyiliği ve huzuru için kullanan. Dolayısıyla insandan da elindeki imkanları, dünya ve ahiret hayrı için kullanılmasını isteyen bir Rabbimiz var. Sahip oldukları eğer insanı şımartırsa, sahip olduklarına güvenerek etrafındakileri ezmeye başlarsa; adaleti terk edip, güce sahip olduğu anda zulümle hükmetmeye başlarsa o zaman Cenab-ı Hakkın Melik isminden nasibini almamış, demektir. Allah-u Teala, mülkü dilediğine verir. Verdiği zaman da dener. Ancak insanlığın iyiliği için kullanmamış ve zalimlerden olmuşsa o zaman Melik olan Allahu Teala'nın verdiği mülkün kıymetini bilmemiş ve ziyana uğrayanlardan olmuş demektir."
"Esma’dan İnsana" Canan Cehri Akyol’un sunumuyla her Cuma saat 19.30’da Diyanet TV’de…