Diyanet İşleri Başkanı Görmez, terör olaylarının ve operasyonlarının sürdüğü bölgedeki din hizmetlerine ilişkin önemli değerlendirmeler yaptı. Görmez, bölgeye yönelik hükümetten talep ettikleri düzenlemeleri de anlattı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, geçtiğimiz hafta başbakan Ahmet Davutoğlu’yla birlikte Şırnak’ın Silopi ilçesinde temaslarda bulunmuştu. Dönüşte gazetecilere yaptığı açıklamalar kamuoyuyla paylaşıldı… Görmez, Diyanet’in, terörle mücadelenin sürdüğü bölgeye ilişkin hizmetlerini değerlendirdi;
"Diyanet İşleri Başkanlığının cami içinde ve dışında kullandığı dil ve söylemini gözden geçirmesi gerekiyor. Cami eksenli bir hizmetten insan eksenli, toplum eksenli bir hizmete yönelmesi gerekiyor. Onun için biz eşzamanlı olarak, ‘Şimdi Yaraları Sarma Zamanı’ diye bir kampanya başlattık. Kampanyada bir cuma günü vatandaşlar 35 milyon yardım ettiler. Yardım gelmeye de devam ediyor.
Başkan görmez, geçtiğimiz hafta katılıp brifing verdiği bakanlar kurulunda hükümetten talep ettiği bazı maddeleri de sıraladı;
"Biz bölgedeki medreselerin denetiminin yapılabildiği bir legal ortamda müfredatı, sınavları, öğreticileri, ne öğretildiği belli olan, hangi sonuçları elde ettiğimizi bize gösteren bir yapıya kavuşmasını istiyoruz. Daha doğru olacağını düşünüyoruz. Yeni anayasa tartışmalarında Diyanet'in mutlaka yeniden yapılandırılması gerekiyor. Diyanet'in tamamen siyasetin dışında, tamamen özerk bir kurum olması bence zaruret haline gelmiştir." Görmez, terör olaylarının yaşandığı noktalarda camilerin büyük hasar gördüğünü söyledi;
"Terör örgütüne yönelik operasyonların olduğu ilçelerde 89 cami tahrip edilmiş vaziyette. Bunların bazıları, içinde ibadet edilemez halde. Bunların yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Bazıları ciddi tamirat gerektiriyor, bazılarının da en azından iç tefrişatının değişmesi gerekiyor. Diyanet işleri başkanı, bölgedeki dini faaliyetlere ilişkin ayrıntıları da paylaştı;
Bölgede, yaklaşık 6-7 bin civarında boş, kadrosu olmayan veya kadrosu olup da görevlisi olmayan cami bulunuyor. Görevlilerimizin yüzde 60'ının lojmanı yok. Eğitim sistemi taşımalıya döndükten sonra en ücra köşede kalan tek devlet memuru din görevlisi ama o köylerde ailesini barındıracak bir lojmanı olmadığı zaman, o köylere o arkadaşlarımızı göndermemiz mümkün değil.