Mevlid-i Nebi Haftasının tanıtım toplantısına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Mevlid-i Nebi Haftası’nda “Peygamberimiz ve Gençlik” konusunu yurt içinde ve yurt dışındaki millet varlığımıza anlatacağız” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, haftanın teması olan “Peygamberimiz ve Gençlik” konusuyla yapılacak etkinlikler hakkında bilgi verdi.
Başkan Erbaş, “Mevlid-i Nebi Haftası’nda “Peygamberimiz ve Gençlik” konusunu yurt içinde ve yurt dışındaki millet varlığımıza anlatacağız” dedi.
19 Kasım 2018 Pazartesi gününün Peygamberimizin yeryüzünü teşriflerinin seneyi devriyesi olduğunu anımsatan Başkan Erbaş, 17 Kasım Cumartesi, İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu’nda, Mevlid-i Nebi Haftası’nın açılış programını yapacaklarını aktardı.
Bütün camilerde yoğun programlar icra edeceklerini ifade eden Başkan Erbaş, gençlerle özel buluşmalar gerçekleştireceklerini söyledi.
Salon programlarının yapılacağını da bildiren Başkan Erbaş, “Okullarımızda öğrencilerimizle etkinlikler yapacağız. Şiir, kompozisyon, bilgi yarışmaları yapacağız. Bu yarışmalar sonucunda dereceye giren öğrencileri çeşitli ödüllerle mükâfatlandıracağız” diye konuştu.
İstanbul’da “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu” yapılacak
Başkan Erbaş, Televizyon ve radyolarda hafta ile ilgili programlarının olacağını belirtti.
23-25 Kasım tarihlerinde İstanbul’da, “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu” yapacaklarını ifade eden Başkan Erbaş, sempozyumun konusunun da “Peygamberimiz ve Gençlik” olduğunu söyledi.
‘Mevlid’in Müslümanların zihin ve gönül dünyalarında bir özlem, muhabbet ve hasret olarak çok güçlü ve köklü bir yere sahip olduğunun altını çizen Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Hz. Peygamberin şahsında insanlığın yeniden doğuşunu, aydınlık bir geleceği ifade etmektedir. Ahlaki değerlerin ve erdemlerin yeryüzünde tükendiği bir “cahiliye” döneminde, insanlığın tekrar hak, hukuk, merhamet, güzel ahlak gibi değerlerle buluşmasının başlangıcını ifade etmektedir. Dolayısıyla geçmişten günümüze Müslümanlar, Peygamberimizin dünyayı teşriflerini çeşitli etkinliklerle ihya etmişlerdir. İnancını her şeyden üstün tutan, Peygamberini canından aziz bilen, i’lây-ı kelimetullah ideali ile cihanı adım adım dolaşan milletimiz de asırlardır velâdet-i nebiyi; evlerinde, camilerinde, salonlarda ve birçok mekânda muhabbetle yâd etmektedirler.”
“Hz Peygamberi anlamak yeryüzünü yeniden adalet ve merhametle tanıştırmanın yöntemini anlamaktır”
Başkan Erbaş, Mevlid-i Nebiyi anmanın sadece bir sevgi ve vefadan ibaret olmadığına vurgu yaparak, “Hz Peygamberi anlamak aynı zamanda, savaşlar, yoksulluk ve ümitsizlik gibi devasa sorunların kuşattığı yeryüzünü yeniden adalet, merhamet ve muhabbetle tanıştırmanın yolunu ve yöntemini anlamaktır. Zira O peygamber ki getirdiği vahiy ve tebliğ mücadelesi ile bir cahiliye toplumundan asrı saadet inşa etmiştir” dedi.
Hz. Peygamberin, örnekliği ve gayretiyle, cahiliye girdabında tükenen insanları güzel ahlakın yıldız şahsiyetleri yaptığına dikkati çeken Başkan Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Peygamberin insanlar için her alanda en güzel örnek ve rehber olarak ilan edildiğini kaydetti.
Diyanet İşleri Başkanlığının belirli özel zamanları, toplumumuz ve insanlık için önem arz eden konuları etraflıca ele almaya vesile kıldığını dile getiren Başkan Erbaş, “Bu bağlamda 2018 yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nda “Peygamberimiz ve Gençlik” konusunu ana tema olarak belirledik” ifadelerini kullandı.
Başkan Erbaş, gençliğin insana bahşedilen çok kıymetli bir nimet olduğunu ifade ederek, “ Gençlik, hayallerin, heyecanın, arayış ve idealizmin en yoğun yaşandığı dönemdir. Ömrün en verimli mevsimi olan gençlik iyi değerlendirildiğinde kişiye dünya ve ahiret saadeti kazandırmakta, güzel değerlendirilemediğinde ise bir daha ele geçmeyecek kaybolan yıllara dönüşmektedir” şeklinde konuştu.
“Hz. Peygamberin metodu ile İslam’ı temsil ve tebliğ edebilirsek ashabın gençlerine dost nice genç yiğitler çıkacaktır”
Gençliğin bir milletin geleceği, en büyük imkân ve zenginliği olduğunu belirten Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
“Mekke’de en zor zamanlarda Peygamber Efendimizin davetine icabet ederek İslam’ı kabul edenlerin çoğunu gençler oluşturmaktadır. Bu durum bizlere gençlerin İslam’ı kabul etmeye, hak hakikat mücadelesine gönül vermeye daha yatkın olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, biz bu çağın gençlerine Hz. Peygamber gibi yaklaşabilirsek elbette bize ilgi göstereceklerdir. Hz. Peygamberin metodu ile İslam’ı temsil ve tebliğ edebilirsek bu asırdan ashabın gençlerine dost nice genç yiğitler çıkacaktır.”
“En büyük sorumluluklarımızdan biri gençliğimize doğru bir rehberlik yapmaktır”
“Esas mesele Allah’ın, gencin fıtratında var ettiği duyguların doğru bir rehberlikle yönetilmesidir” diyen Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Bu çerçevede dikkatten kaçmaması gereken husus, bugün gençlerin duygularını etkileyen ve küresel boyutta hayatı kuşatan mekanizmaların istismar ve çıkara dayalı bir anlayışa sahip oluşudur. Nitekim kapitalizmin hayatı her yönüyle kuşattığı günümüzde, fark edilmenin bir aracı olarak lanse edilen tüketim ve gösteriş propagandasına en çok gençler maruz kalmaktadır. Tefrika ve anarşi projeleriyle üretilen terör örgütleri, tuzaklarını gençliğin duygularının güzergâhına kurmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde derin hesapların ve çıkar tutkularının ucuz ve masum kurbanları olarak gençler seçilmektedir.
Modern zamanlarda bilgi, ulaşım ve iletişim teknolojisinde yaşanan hızlı gelişim ve değişimler, gençliğin işini daha da zorlaştırmakta, olumsuz akımlar ve mecralar karşısında onları zayıf ve savunmasız bırakmaktadır. Dolayısıyla bizim, kendimiz, geleceğimiz ve ahiretimiz adına en büyük sorumluluklarımızdan biri de gençliğimize doğru bir rehberlik yapmaktır. Onları inanç ve medeniyet değerleriyle buluşturmaktır.”
“Gençliğin en büyük örneği, vahyin son Peygamberi Hz. Muhammed’dir”
Hz. Peygamberin nebi olmadan evvel “emin” sıfatıyla nitelenen bir genç olduğunu hatırlatan Başkan Erbaş, “Gençliğin en büyük örneği, vahyin son Peygamberi Hz. Muhammed’dir. O, Mekke’de hılfulfudûl yani erdemliler cemiyeti içinde haksızlığa uğrayanların yanında kötülüğe karşı mücadele eden bir gençti. Nitekim peygamber seçildiğinde, Mekke’nin zor zamanlarında onun çağrısına katılanların çoğu yine gençler olmuştu. Allah Rasulü tarihin en büyük ahlak ve hukuk inkılabını kendisine inanan bir grup gençle gerçekleştirmişti” diye konuştu.
“Eğer bugün gençliğin heyecanıyla İslam’ın hakikatleri buluşursa dünya güzelleşecektir” ifadesini kullanan Başkan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanların en hayırlısı insanlığa faydalı olandır” ilkesini gençliğe ideal kıldığımızda insanlık huzuru yaşayacaktır. Gençliğin dünyasına, gerçek kahramanlığın, kendini bilen, Rabbini tanıyan, ailede saygılı, topluma karşı sorumlu, insanlığa karşı duyarlı, milletini seven, çevreye karşı bilinçli bir insan olmakla mümkün olduğunu yerleştirdiğimizde yeryüzünde adalet ve merhamet hâkim olacaktır.
İnsanlık ve değer ölçüsünün ırk, renk, coğrafya, statü, servet ya da fiziksel özellikler değil, bir hayat tarzı ve sorumluluk bilinci olarak “takva” olduğunu gençliğin kalbine nakşettiğimizde insanlık yine asalet ve güzel ahlakın nice örnekleriyle tanışacaktır. Elbette bu sorumluluk bizimdir, yetişkinlerindir, ebeveynlerindir, öğretmenlerindir, sorumluluk noktasında kim varsa onlarındır”
“Hayat tarzı, kılık kıyafeti ne olursa olsun gençlerimizi sahiplenmeliyiz”
Gençliğin önemine işarete eden Başkan Erbaş, “Her insanın bir âlem, her varlığın bir ayet olduğu bilinciyle hareket ederek gençlere değer vermeliyiz. Düşüncesi hayat tarzı, kılık kıyafeti ne olursa olsun gençlerimizi aynı şekilde sahiplenmeli ve önem vermeliyiz” dedi.
“Sürekli eleştiri ve olumsuzluklar üzerinden değil, rehberlik ekseninde bir iletişimi tercih etmeliyiz” uyarısında bulunan Başkan Erbaş, “Sadece nasihat değil, gençlerde görmek istediğimiz erdemleri yaşayarak örnek, rol model olmalıyız. Peygamberî bir metot ile yaklaşarak, onlarla dost olmanın, hayatı paylaşmanın, yetki ve sorumluluk ile onları geleceğe hazırlamanın ve en önemlisi onlara engin ufuklar açmanın gayreti içinde olmalıyız. Yargılayan, sorgulayan, dikte eden bir tavırdan öte, dertleriyle ilgilenen, kalplerine dokunan, ümit veren ve ikna eden bir yaklaşımı öne çıkarmalıyız” şeklinde konuştu.
İslam’ın şefkat, merhamet, hakkaniyet, güzel ahlak ve bir arada yaşama ilkeleriyle tanıştırmanın başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere yetişkinlerin görevi olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Gençlerin, “insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” ilkesini ahlak edinerek ulvi bir gaye ile yücelmelerine rehberlik etmek bizim görevimizdir. Gençlerimizi, bilgiye sahip olmayı her daim emreden bir dinin mensuplarının köklü bir bilgiye ve mefkûreye sahip olmak zorunda olduklarına ikna etmek bizim görevimizdir. Bütün söz ve eylemlerde, edep, nezaket ve zarafetin nebevi bir ölçü olduğunun, “kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemeyi, kendisinin hoşlanmadığı bir şeyi kimseye reva görmemeyi”, esas kabul eden bir ahlakın en yüce değer olduğunu yaşayarak onlara göstermek bizim görevimizdir. Asil bir duruşa ve aksiyona sahip olmayı genç olmanın alameti fârikası kabul eden bir anlayışı yüreklerine yerleştirmek bizim görevimizdir.”