“Uluslararası İyilik Ödülleri” Cuma günü verilecek

 

Türkiye Diyanet Vakfı 40. Kuruluş yıldönümü münasebetiyle “Uluslararası İyilik Ödülleri” verecek. Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, yeryüzünde iyiliği yaymak adına 13 Mart’ın içinde bulunduğu haftanın, “İyilik Haftası” olarak kutlanacağını ve etkinlikler kapsamında her yıl Türkiye’de ve dünyada öne çıkan iyilikleri ödüllendireceklerini söyledi. Cuma günü gerçekleştirilecek “Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni” nedeniyle düzenlediği basın toplantısında konuşan Başkan Görmez,bu yıl ödül verilecek kişilerden birinin de “Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan olduğunu açıkladı. Başkan Görmez, Aslan’ın cinayetin ardından takındığı tavırla iyiliğin nasıl egemen kılınacağını bütün insanlığa gösterdiğini söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Türkiye Diyanet Vakfının (TDV) yurt içinde ve 102 farklı ülkede gerçekleştirdiği hizmetlerle Türkiye’nin iyilik hareketine dönüştüğünü dile getirdi. 2013 yılında yurt dışına en çok dış yardım yapan sivil toplum kuruluşu olan TDV’nin iki büyük hedef üzerinde durduğunu hatırlatan Başkan Görmez, “Bunlardan birincisi ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde olmaktır. İkincisi ise yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmaktır.” diye konuştu.

Türkiye Diyanet Vakfının kuruluşunun 40. yılında, iyiliği yaymak adına, ülke genelinde 500 iyilik hareketinden 6’sına 13 Mart Cuma günü, “Uluslararası İyilik Ödülü” verileceğini açıklayan Başkan Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İslam medeniyetinde iyilik, var oluşun gayesidir”

İyilik kavramı aslında bütün dinlerin, kültürlerin, medeniyetlerin en önemli kavramıdır. Bütün dinlerde, kültürlerde ve medeniyetlerde iyilik müspet bir harekettir. İslam medeniyetindeyse iyilik, var oluşun gayesidir. İyilik, güzellik, hayırlı ve faydalı olan işleri yapmak; kötü yanlış, çirkin, zararlı her türlü davranış ve hareketi bertaraf etmek için dünyaya geldik. Dolayısıyla Yaratıcının bizden istediği şey, yeryüzünde iyi birer insan olmaktır. İyi bir kul olmak, çocuklarımıza iyi bir anne-baba olmak, eşimize iyi bir eş olmak, iyi bir komşu, dost,  arkadaş olmak, yani iyi bir insan olmak, Yaratıcı kudretin yeryüzünde bütün insanlardan istediği yegane şeydir.

“Yeryüzünde iyi değerler üretmek ve o değerlere öncülük yapmak gerekiyor”

Yüce dinimize göre sadece iyi olmak yetmez. Değerler üreterek iyiliğe öncülük yapmamız gerekiyor. Kur’an-ı Kerim’in hangi suresine, ayetine bakarsanız bakın, sadece kendinde iyi olmak yeterli görülmez. Yeryüzünde bütün Müslümanlardan istenen, iyi değerler üretmek ve o değerlere öncülük yapmaktır. Bütün kötülükleri yeryüzünden kaldırmanın da en iyi yolu, iyilik yapmaktır. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de en azılı düşmanlıkları, en sıcak dostluklara dönüştüren formülü öğretir. O formül, kötülükleri iyiliklerle ortadan kaldırmaktır. Yeryüzünde kötülükleri ortadan kaldırmanın yolu, onun gibi bir kötülük yapmak değil. Tam da bir iyilik yaparak onu ortadan kaldırmaktır.

“Modern dünya iyiliği, bireysel fayda ve menfaate dönüştürdü”

İyilik kavramı, iki büyük tehlikeyle karşı karşıya kalmıştır. Bu tehlikelerden birincisi, modern dünyanın iyiliği, kendisinin faydasına ve menfaatine şeyler olarak tanımlamaya başlamasıdır. Fayda ve menfaat iyiliğin yerini aldı, bireysellik ve egoizm iyiliği,  faydacılık ve menfaatçiliğe dönüştürdü.

“Hayırseverlik yerine reklam, propaganda ve gösterişin ikame edilmesi, iyilik anlayışını tehlikeye sokmaktadır

İkinci tehlike ise, iyiliğin ilahi aşkın, metafizik boyutunu kaybetmesi, Allah rızası için yapılması gereken hayrın ve hayırseverliğin yerini reklamın, propagandanın, gösterişin, gösterişçi dindarlığın alması, hayırseverliğin yerine sponsorlukların ikame edilmesidir.

Neden dünyada, haber değeri kötünün ve kötülüğün haber değeri, iyiliğin ve iyiliğin haber değerinden daha fazladır? Sadece Türk medyasında değil, dünya medyasında bulunan bütün iletişimcilerin, bütün basın mensuplarının bu soruyu kendilerine yöneltmesi gerektiğini düşünüyorum. Neden kötülüğün haber değeri, iyiliğin değerinden daha fazladır?

“Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, iyiliğin nasıl egemen kılınacağını bütün insanlığa göstermiştir”

Özgecan Aslan, Mersin’de bizi milletçe hüzne gark eden, insanlık dışı bir yöntemle hayatını kaybeden bir kardeşimiz oldu. Bu dünyaya veda ederken, milletimize ve hatta bütün insanlığa,  büyük dersler, büyük ibretler bırakarak aramızdan ayrıldı. Aynı zaman diliminde, Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan, bir insanın, bir babanın en zor zamanında, sözleriyle iyiliği nasıl egemen kılacağını ve bir topluma irfan ve marifet dersi verileceğini gösterdi. Onun şu sözleri, hiçbir zaman kulaklarımızdan eksik olmayacaktır:

‘Devletimiz zeval görmezsin, milletimiz necip, güzel bir millet, güzel gönüllü insanlar. Ben öncelikle kendim için şunu söylüyorum. Ben günahkarların günahkarı, fakirlerin fakiri, acizlerin acizi bir garibim. Rabbim özel ve güzel yaratmış, çok sevdi ve sevgili kızımı yanına aldı. Bu memlekette artık ikilik olmasın. Bu vahim olayı yapan insanlara da zulmedilmesin.  Adaletin karşısına çıkıp, cezalarını çeksinler. Allah onların ana-babalarına da yardımcı olsun.’

Şimdi bu zor zamanında, hayatının en zor zamanında bir Anadolu irfan mektebinin yetiştirdiği bu bilge şahsiyetin, iyilik adına yeryüzüne yaydığı bu sözlerinin, aslında dünyada herhangi bir ödülün karşılığı olabileceğini düşünmüyorum. Rabbimden niyazım, o en büyük ödülünü, sevgili kızıyla cennetinde alacaktır.

Uluslararası İyilik Ödülleri, Cuma günü sahiplerine verilecek

Diyanet İşleri Başkanı Görmez konuşmasının sonunda Cuma günü, Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan’a; engelli çocuklarının eğitimi ve yetişmesi için seferber olan Başyiğit ailesine; “Sen Olsan Ne Yapardın? TV programına; tek başına hareket edecek durumda olmayan çocukları sepetli bir bisikletle dışarı çıkaran ve geceleri evsizlere bisikletle sıcak çorba dağıtımı yapan Engelsiz Pedal Derneğine; camide büyük bir akvaryum yaptırarak çocukların ilgisini çeken ve hayvan sevgisi aşılayan Yusuf Dede Camii İmamı Naci Şengün’e; yaklaşık 20 yıldır Ankara’da Pazartesi ve Perşembe günleri 100 kişilik yemek pişirerek yetim, dul, engelli, yaşlı kişilerin evlerine dağıtan TDV Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) gönüllülerinden Fatma Bilezikçi’ye ödüllerin teslim edileceğini söyledi.