Artvin'in Ardanuç ilçesi’nde yaşıyor 50 yaşındaki Habibe Akdemir. Kayınbabasından yadigar kalan su değirmenini 25 yıldır işleterek ekmeğini gerçekten taştan, değirmen taşından çıkarıyor.
Habibe anne, 150 yıllık su değirmeninde 25 yıldır un öğüterek ailesini geçindiriyor
Kayınbabası sağ iken yanında ona yardım etmiş Habibe hanım. bu sırada değirmenciliği de öğrenmiş. Önce eşinin babasını kaybetmiş, sonra eşi ve kayınvalidesi rahatsızlanmış. İş ona kalmış. Kadın olarak biraz zor benim için bundan sonra da bilemiyoprum. Bi oğlum var ama hiç bakmıyor şu işe. Kimse çalıştırmaktan da istemiyor.
Kendisinden 3 kat daha yaşlı, yani 150 yıllık değirmende mısır ve buğday öğütüyor Habibe anne. İlçede herkes onu değirmenci teyze diye biliyor.
Geleneksel değirmenler bir bir teknolojiye yenildi. Değirmencilik diye bir meslek de kalmadı aslında. Anadolunun birkaç köşesinde sayıları bir elin parmağını geçmeyecek kadarlar, su değirmenleri ve habibe anne gibi değirmenciler. Hele bu işi bir kadının yaptığı pek de görülmüş şey değil. Ardanuç’un değirmenci teyzesi de bu durumun farkında.
“Sadece bu ilçede 3 ayrı su değirmeni vardı. Hepsi pattı, söktü değirmenlerini, kala kala biz kaldık.Getirenlerde bir teneke üç teneke eskiden traktörle arabalra ekin gelridi.arpa gelirdi, mısır gelirdi". Artık tarih olan değirmenlerin birkaç temsilcisi kalsa da, hatta onlar da zamanla kapılarına kilit vursa da değirmenlerin adı kültürümüzden silinmeyecek. Dillerde olmasa bile, kitaplarda, manilerde yaşayacak..