Kosova’da düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası yurt dışı açılış programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Mevlid-i Nebi’yi anmanın, yeryüzünü yeniden adalet, merhamet ve muhabbetle tanıştırmanın yolunu ve yöntemini anlamak olduğunu kaydetti.
Kosova’nın başkenti Priştine’de düzenlenen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Size Türkiye’den, Anadolu’dan, Fatih’in İstanbulundan, Sultan Murad’ın Bursasından, Hz. Mevlana’nın Konyasından kucak dolusu selamlar getirdim” dedi.
Başkan Erbaş, önceki günlerde Priştine’de meydana gelen trafik kazasında yaralanan Türkiye'nin Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç’a geçmiş olsun dileklerini ifade ederek, kazada hayatını kaybedenler için başsağlığı diledi.
Başkan Erbaş, Peygamberimizin dünyayı teşrifini ifade eden Mevlid’in Müslümanların zihin ve gönül dünyalarında çok güçlü ve köklü bir yere sahip olduğunu ifade ederek, “Mevlid, Hz. Peygamber’in şahsında insanlığın yeniden doğuşunu, aydınlık bir geleceği ifade etmektedir. İnsani ve ahlaki değerlerin yeryüzünde tükendiği bir “cahiliye” döneminde, insanlığın tekrar hak, hukuk, merhamet, güzel ahlak gibi değerlerle buluşmasının başlangıcını ifade etmektedir” diye konuştu.
Başkan Erbaş, Mevlid-i Nebiyi anmanın, aynı zamanda, savaşlar, yoksulluk ve ümitsizlik gibi devasa sorunların kuşattığı yeryüzünü yeniden adalet, merhamet ve muhabbetle tanıştırmanın yolunu ve yöntemini anlamak olduğunu kaydetti.
2018 yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nın temasının “Peygamberimiz ve Gençlik” olarak belirlediklerini belirten Başkan Erbaş, “Biliyoruz ki gençlik, insana bahşedilen çok kıymetli bir nimettir. Hayallerin, heyecanın, arayış ve idealizmin en yoğun yaşandığı dönemdir. Ömrün en güzel yılları olan gençlik iyi değerlendirildiğinde kişiye dünya ve ahiret saadeti kazandırmakta, güzel değerlendirilemediğinde ise maalesef bir daha ele geçmeyecek kaybolan yıllara dönüşmektedir” ifadelerini kullandı.
“Mekke’nin zor zamanlarında Hz. Peygamberin çağrısına katılanların çoğu gençler olmuştu”
Başkan Erbaş, “Gençliğin bir milletin geleceği, en büyük imkânı ve zenginliği olduğuna vurgu yaparak şöyle devam etti:
“Mekke’de en zor zamanlarda Peygamber Efendimizin davetine icabet ederek İslam’ı kabul edenlerin çoğunu gençler oluşturmaktadır. Nitekim peygamber olarak seçildiğinde, Mekke’nin zor zamanlarında onun çağrısına katılanların çoğu yine gençler olmuştu. Allah Rasulü, tarihin en büyük ahlak ve hukuk inkılabını kendisine inanan bir grup gençle gerçekleştirmişti. Dolayısıyla gençlerin İslam’ı kabul etmeye, hak-hakikat mücadelesine gönül vermeye daha yatkın oldukları bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda, eğer biz bu çağın gençlerine Hz. Peygamber gibi yaklaşabilirsek, elbette bize ilgi göstereceklerdir. Hz. Peygamberin metodu ile İslam’ı temsil ve tebliğ edebilirsek, bu asırdan ashabın gençlerine dost nice yiğit gençler çıkacaktır.”
“Üzerinde durulması gereken en önemli husus, gençlerin ideal Müslüman kimliğini kazanmalarıdır”
Gençliğin, hayatın en dinamik, en heyecanlı ve bereketli dönemi olduğuna değinen Başkan Erbaş, “Gençlik, milletleri geleceğe taşıyacak büyük bir zenginlik ve imkândır” dedi.
“Bir milleti tarih sahnesinde sürekli kılan, sahip olduğu kimliğidir” diyen Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Söz konusu kimliği de dil, tarih, kültür, coğrafya, vatan gibi birtakım unsurlar meydana getirmektedir. Ancak kimliği oluşturan asıl unsur, din ve inançtır. Tarih bize gösteriyor ki milletler, bahse konu değerlerini kaybettiğinde nihayetinde kimliğini de kaybediyor. Onun için, özelikle Kosova Cumhuriyeti’nde üzerinde durulması gereken en önemli husus, genç nesillerin ideal Müslüman kimliğini kazanmaları için her türlü çalışmayı yapmaktır.”
Başkan Erbaş, gençliğini iffet ve asalet ile yaşayan gencin Allah katında özel bir değere sahip olduğunu ifade ederek, “Nitekim Rasul-i Ekrem Efendimiz bir hadis-i şerifinde, mahşer gününün dehşetli zamanında arşın gölgesinde toplanacak ve kendi yanında ve güvende olacak yedi grup insandan birisini; “Neşe ve huzuru Rabbine ibadette arayan, O’na kulluk ederek tertemiz bir hayat içinde büyüyen genç’ olarak müjdelemektedir” şeklinde konuştu.
“Gençlerimize asil bir gayeyi kuşanmaları gerektiğini her daim hatırlatmalıyız”
Her insanın bir âlem, her varlığın bir ayet olduğu bilinciyle hareket ederek gençleri anlamanın ve onlara değer vermenin önemine işaret eden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Nebevî bir metot ile yaklaşarak, onlarla dost olmanın, hayatı paylaşmanın, yetki ve sorumluluk ile onları geleceğe hazırlamanın ve en önemlisi onlara engin ufuklar açmanın gayreti içinde olmalıyız. Yargılayan, sorgulayan, dikte eden bir tavırdan öte, dertleriyle ilgilenen, kalplerine dokunan, ümit veren ve ikna eden bir yaklaşımı öne çıkarmalıyız.
Gençlerimizin okumayı, anlamayı, aklını kullanmayı, bilgiye sahip olmayı her daim emreden bir dinin mensupları olduklarını onların zihin ve gönül dünyasında yeşertmeliyiz. En büyük güç olarak bilginin, iyiye de kötüye de kullanılabileceğini; bu sebeple de köklü bir bilgi ve mefkûreye sahip olmak gibi asil bir gayeyi kuşanmaları gerektiğini onlara her daim hatırlatmalıyız.”
Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkı ile Kosovalı Müslüman kardeşlerinin her zaman yanlarında olacaklarını dile getirerek, “Diyanet İşleri Başkanlığımız, Kosova İslam Birliği ile işbirliği yaparak İslam'ın değerlerini ve kültürünü yaşatacak, İslam'ı yanlış algılardan korumaya devam edecektir” dedi.
Programa, Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay, Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti II. Başkanı İlyas Serenli, Türkiye Cumhuriyeti Prizren Başkonsolosu Eylem Altunya, Priştine Din Hizmetleri Müşaviri Nevzat Sabri Akın ve Üsküp Din Hizmetleri Müşaviri Murat Alkan ve çok sayıda Kosovalı katıldı.