Bir yerde herhangi bir kitaba Kur'an-ı Kerim'den daha çok ilgi gösteriliyorsa orada hakikat adına ciddi bir sorun vardır

16 Temmuz 2019 Salı
Bir yerde herhangi bir kitaba Kur'an-ı Kerim'den daha çok ilgi gösteriliyorsa orada hakikat adına ciddi bir sorun vardır

 Diyanet İşleri Başkanlığı ve 15 Temmuz Derneği’nin birlikte düzenlediği “3. Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla başladı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Sempozyum’un açış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 15 Temmuz’un ülkemizin maruz kaldığı büyük bir ihanet karşısında aziz milletimizin yazdığı onurlu bir destanın yıldönümü olduğunu söyledi.

Başkan Erbaş, 15 Temmuz’da kirli dünyasını, yüce dinimiz İslam’ın ilke ve değerlerinin ardına gizleyen terör şebekesi FETÖ’nün vatanımıza, varlığımıza, birliğimize, kardeşliğimize istiklal ve istikbalimize kastettiğini ifade ederek, “Tarihten beri nice zorlukların üstesinden gelen aziz milletimiz, askeriyle, polisiyle, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle yine büyük bir inanç, azim ve kararlılıkla; dinine, değerlerine, hürriyetine ve hukukuna sahip çıkmış; hain darbe girişimi, girişimi ki darbe girişimi yeterince ifade etmiyor, vatanımızı işgal girişimi diyoruz buna. Bu işgal girişimini Allah’ın inayeti, idarecilerimizin dirayeti ve aziz milletimizin cesaretiyle, bütün dünyaya örnek olacak şanlı bir direnişle bertaraf etmiştir” dedi.

“Tarihten günümüze bütün istismarcılar, gizli ve kirli emeller içerisinde olmuşlardır”

İhanet şebekesi FETÖ’nün, insanlarımızın samimi dinî duygularını, Allah ve peygamber tasavvurunu, İslami kavramları, insani ve vicdani değerleri tahrip ve istismar ederek kirli ve karanlık emellerine alet ettiğini dile getiren Başkan Erbaş, “Nitekim tarihten günümüze bütün istismarcılar, gizli ve kirli emeller içerisinde olmuşlardır. Gizli gündemleri ve bağlantıları vardır. İkiyüzlü davranırlar. Yalan konuşurlar. İhanet ederler.  Dinin kavram ve ilkelerini kullanarak, insanların samimiyetini suistimal ederler. Ama yakından bakıldığında onların bozguncu ve ifsatçı birer terör örgütü oldukları hemen fark edilecektir. Nitekim FETÖ, DEAŞ, Boko Haram, Şebab gibi terör örgütleri, bunun en açık örnekleridir” diye konuştu.

Başkan Erbaş, İslam’ın sahih kaynaklardan öğrenmenin önemine işaret ederek, “15 Temmuz hain darbe girişimi bir daha açıkça göstermiştir ki, bu topraklarda yüce dinimiz İslam’ın en doğru şekilde bilinmesi oldukça hayati bir öneme sahiptir. Zira doğru şekilde karşılanmayan her ihtiyaç istismara açık hale gelmekte, İslam’ın hakikatleri konusundaki cehalet ve yanlış bilgi, pek çok bireysel ve toplumsal sorunlara neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Bazı kişilerin masum ve hatadan korunmuş olduğuna inanılıyorsa İslam’ın dışına çıkılmış demektir”

“Hakikati tersyüz eden, Müslümanları ayrıştıran, fitne, tefrika ve teröre hizmet eden hiçbir söylem ve eylemin İslam’dan referans bulması mümkün değildir” diyen Başkan Erbaş, şöyle devam etti:

“Bir yerde herhangi bir kitaba Kur’an-ı Kerim’den daha çok ilgi gösteriliyorsa orada hakikat adına ciddi bir sorun var demektir. Bazı kişilerin masum ve hatadan korunmuş olduğuna inanılıyor ve onlara Peygamber Efendimizden daha çok itibar ediliyorsa İslam’ın dışına çıkılmış demektir. Bazıların diğerlerinden farklı ve “seçkin” olduğuna inanan, mensubu olduğu topluluğu, grubu diğer Müslüman topluluklardan, gruplardan, onların üstünde seçilmiş bir cemaat, bir grup olarak kabul eden bir anlayış varsa istismar ve haktan sapma açık hale gelmiş demektir. Bu bizim inancımızda olan bir şey değildir.”

FETÖ ihanetinin bertaraf olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Şimdi fikir ve eylem planında mesaimizi daha iyi bir gelecek için harcamalıyız. Bir daha benzer süreçler ve ihanetler yaşamama adına sağduyulu, sağlıklı ve ferasetli bir yaklaşımı güçlendirmeliyiz” şeklinde konuştu.

Başkan Erbaş, din istismarı ile mücadelenin en etkin yolunun, doğru dinî bilginin yerleştirilmesi, Kur’an ve sünnete dayalı bir din öğretimi,  ahlâk ve maneviyata dayalı bir davranış eğitimi olduğunu söyledi.

“Anne-baba ve vatandaş olarak her birimiz, çocuklarımızı kime emanet ettiğimize dikkat etmek zorundayız”

“Dini istismar eden örgütler, şahıslar genellikle özgüveni, özgür ve özgün düşüncesi, kimlikli ve karakterli duruşu ellerinden alınmış genç kitleler oluşturmaya çalışmaktadır” değerlendirmesinde bulunan Başkan Erbaş, şu uyarıları dile getirdi:

“Çocuklarımıza, okul öncesi eğitimden başlamak üzere, sağlıklı bir karakter ve değer aşılayacak, onların iyi bir kul ve güzel ahlâklı bir insan olarak yetişmelerini sağlayacak eğitim ortamları ve müfredatları hazırlamaya mecburuz. Diğer yandan anne-baba ve vatandaş olarak her birimiz, çocuklarımızı kime emanet ettiğimize, onların kimlerle arkadaşlık ettiklerine, vakitlerini nerede harcadıklarına, ne okuduklarına,  sanal dünyada hangi ağlara dâhil olduklarına dikkat etmek zorundayız. Elbette bu süreci sevgi, ilgi ve doğru bir rehberlikle yönetmek durumundayız.” 

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının, yanlış bilgilerle dinî kavram ve değerler üzerinden toplumumuzu ayrıştırma ve aldatmaya yönelik bütün söylem ve faaliyetlere karşı üzerine düşen sorumlulukları yapmaya, sahih dini bilgi ve doğru bir yöntemle milletimizin manevi hayatına rehberlik etmeye devam edeceğini kaydetti. 

Başkan Erbaş, hain darbe girişimine karşı mücadele ederken canını feda eden şehitlere Allah’tan rahmet; gazilere sağlık ve afiyet dilerken, gösterdiği büyük cesaret ve direnişten dolayı aziz milletimize şükranlarını sundu. 

Günboyu devam edecek, sempozyumda, “15 Temmuz’a Giden Süreçte Din İstismarı”, “FETÖ: Din İstismarının Arkasına Gizlenen Terör Örgütü”, “Din İstismarıyla Mücadele ve Gelecek Perspektifi” ana başlıkları oturumlar halinde ele alınacak.

Sempozyumun açılış oturumuna, 15 Temmuz Derneği Başkanı A. Tarık Şebik, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Huriye Martı İle Dr. Burhan İşliyen, Başkanlığın üst düzey yöneticileri, çok sayıda üniversite öğrencisi ve vatandaş katıldı.