Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 3. İlçe Müftüleri Kongresi’nde Konuştu

2 Nisan 2019 Salı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 3. İlçe Müftüleri Kongresi’nde Konuştu

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 3. İlçe Müftüleri Kongresi’nde yaptığı konuşmada, "Dini, ahlaki ve kültürel değerlerimizin gelecek nesillerimize aktarılmasının, Diyanet’in ana gündem maddelerinden bir tanesi olması, geleceğe yönelik umutlarımızı artırmaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Diyanet İşleri Başkanlığınca Kızılcahamam'da düzenlenen 3. İlçe Müftüleri Kongresi’nin açılış programında konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yaptığı konuşmada, ilçe müftüleri kongreleri vesilesiyle, ilçe müftüleriyle istişare edilmesinin, tespit ve önerilerinin alınmasının ve bu doğrultuda yeni yol haritalarının belirlenmesinin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hizmetlerini daha etkin hale getireceğine inandığını söyledi.

Oktay, “Dini, ahlaki ve kültürel değerlerimizin korunarak ve geliştirilerek gelecek nesillerimize aktarılmasının, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ana gündem maddelerinden bir tanesi olması, geleceğe yönelik umutlarımızı artırmaktadır” dedi.

Değerlerin korunması için özellikle çocuk ve gençlere yönelik çalışmaların birinci öncelik olması gerektiğini ifade eden Oktay, şöyle konuştu:

“Çocukluk ve gençlik, insanın karakterinin oluştuğu en kritik dönemlerdir. Gençliğimiz için yapacağımız çalışmalar değerlerimizin aktarımını sağlayacak ve toplumumuzu geleceğe hazırlayacaktır. Rabbimizin, gencin fıtratında var ettiği duyguların doğru bir rehberlikle yönetilmesi, değerlerimizin gelecek nesillere aktarımı açısından önemlidir. Gençlerimizin kimlik ve kişilikleri, dini, ahlaki ve kültürel değerlerimizle yoğrularak şekillenmeli, nesillerimiz, değerlerimizi tahrip edecek her türlü etmenden din görevlilerimiz vesilesiyle korunmalıdır. Gençlerimizde zararlı alışkanlıklar ve tehlikeli akımlara karşı bilinç ve farkındalık oluşturmak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın en temel önceliklerinden birisi olmalıdır.”

“Bizler gençlerimize örnek olursak, onlar Kandil’den, Pensilvanya’dan emir alan şer odaklarının ağlarına düşmeyecektir”

Gençlere sahip çıkılmadığı takdirde, istikbalimizi karartmayı hedefleyenlerin onları tuzaklarına çekeceklerine dikkat çeken Oktay, “Bizler gençlerimize örnek olursak, biz iyi örneklerin yolunu açarsak, bu ülkenin gençleri Kandil’den, Pensilvanya’dan emir alan şer odaklarının ve geleneğimize uygun olmayan tehlikeli akımların ağlarına düşmeyecektir” diye konuştu.

Oktay, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 4-6 Yaş Grubu Kur'an kursları, gençlik koordinatörlükleri, aile ve dini rehberlik hizmetleri gibi çalışma alanlarının bu açıdan büyük önem arz ettiğini belirtti.

Müftülüklerce lise ve ortaokul öğrencilerine yönelik çeşitli yarışmalar düzenlendiğini ve yarışmalarla genç kitlelere hızlı ve etkili bir şekilde ulaşıldığını takip ettiğini dile getiren Oktay, şöyle konuştu:

“Başkanlığın gençlik çalışmalarının programlı bir şekilde yürütülmesine katkı sağlamak amacıyla; müftülükler bünyesindeki gençlik koordinatörleri daha aktif olarak kullanılabilir. Üniversite öğrencisi gençlerimize yönelik özel çalışmalar yapmalı, var olan yurt çalışmalarını yaygınlaştırmalıyız.

Bu gibi gençlerimize doğrudan temas eden programların yanı sıra sizleri, genç hafızlar programı, gençlik kampları gibi programları ve bağımlılıkla mücadele çalışmalarınızı hem nitelik hem nicelik anlamında zenginleştirmeye davet ediyorum.”

Oktay, toplumun geçmişten bu yana din görevlilerini birer kanaat önderi olarak kabul ettiğini söyledi.

Bu çerçevede müftülerin değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarımı açısından bazen yazılı görevlerinin ötesinde sorumluluklar yüklenmesinin gerekebileceğini vurgulayan Oktay, zor vazifeyi ifa eden din görevlilerinin, içinde bulundukları çevredeki dini ve sosyal yapıyı iyi analiz etmeleri, sahanın gerçekliğini iyi yorumlayabilmeleri ve bulundukları yörenin örf adetlerine vakıf olmaları gerektiğini belirtti.

“Yurt dışındaki vatandaşlarımızın kendi öz kimliklerine bağlı kalmaları açısından Diyanet’e önemli görevler düşmektedir”

Müftülüğün büyük sorumluluk gerektiren, meşakkatli ve yüce bir meslek olduğunu ifade eden Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halktan kopuk bir din görevlisi düşünülemez. Görev yerlerinde vatandaşlarımızın derdiyle ilgilenen ve kalplerine dokunan bir yaklaşımı öne çıkarmanız en temel beklentimiz. Her birinizin bulunduğunuz bölgedeki genç yaşlı herkesle sosyal ilişki kurabilmesi, yaşadığı çevredeki sosyal hayatın içinde olup, vatandaşımızla iç içe olması çok önemlidir. Aynı husus yurt dışında görevlendirilen din görevlilerimiz için daha da önemlidir. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın asimile olmadan, kendi öz kimliklerine bağlı kalmaları açısından Diyanet İşleri Başkanlığı yurt dışı teşkilatına önemli görevler düşmektedir."

Oktay, 1971 yılından bu yana Almanya, Fransa, Hollanda gibi Türk vatandaşlarının yaşadığı birçok ülkede yapılan hizmetler sayesinde bugün üçüncü kuşağa erişen Türk diasporasının dini ve kültürel değerlerinden kopmadığını dile getirdi.

Bu çerçevede, yurt dışı teşkilatına din görevlisi yetiştirmek üzere başlatılan Uluslararası İlahiyat Programını takdirle takip ettiğini belirten Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Uluslararası ilahiyat programının hedeflerine ulaşması için programdan mezun olanların, Başkanlık tarafından yurt dışında istihdam edilmesine ilişkin daha somut ve sonuç odaklı adımlar atmalıyız. Yurt dışında nerede bir vatandaşımız varsa Diyanet İşleri Başkanlığımız orada olmalıdır. Böylece yurt dışında yaşayan toplumumuzda, değerlerimizin ve ana dilimizin korunarak gelecek nesillere aktarılmasının yanında, yurt dışında İslam dininin doğru anlaşılmasını sağlamaya da katkıda bulunacaksınız. Bunun yanı sıra, dünyadaki Müslüman topluluklara temas ederek Müslümanların arasında birlik ve beraberliğin sağlanmasına yönelik faaliyetlerinizi artırmanız da önemlidir. Ben bu salondaki din görevlilerimiz başta olma üzere tüm alimlerimizin, bu noktada azami hassasiyet göstermesini bekliyorum."

"Dini anlatımda yöntem ve dil önemli"

Oktay, İslam dinine yönelik saldırıların arttığı bu dönemde irşat vazifesi ifa ederken ve İslam’ı anlatırken çok daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulayarak, hayati bir ilke olarak hakikati haykırmak kadar, doğru bir yöntemle, anlaşılır bir üslupla, zamana, mekana ve muhataba hitap edecek tarzda konuşmanın da aynı şekilde önemli olduğunu ifade etti.

İslam dininin kısa sürede yayılmasının, yaygınlık kazanmasının en önemli sebeplerinden birinin Hazreti Muhammed'in insanlara dini anlatmada kullandığı yöntem ve dil olduğunu dile getiren Oktay, "Kimseyi incitmeden daima güler yüzle irşat ve tebliğ vazifenizi yerine getireceğinize canı gönülden inanıyorum. Bütün bunları yaparken, çalışma şeklimizi içinde bulunduğumuz dijital çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncellemeliyiz. İlçe müftülüklerinin, il müftülüklerinin ve taşra teşkilatınızın sahip olduğu dijital altyapıyı güçlendirmesi ve bilgi üretimi ile bilgi paylaşımını yaygınlaştırması son derece elzemdir" diye konuştu.

Oktay, İslam dünyasının savaşlar, işgaller, şiddet ve yoksulluk altında zor ve sıkıntılı süreçlerden geçtiğini anımsattı.

“Diyanet İşleri Başkanlığının mülteciler ve savaş mağdurları için yürüttüğü faaliyetler tarihe geçecek gönül hizmetleridir”

İslamın temel ilkeleri doğrultusunda düşünerek birliğin temini adına gayret göstermenin herkesin vazifesi olduğunu anlatan Oktay, şunları kaydetti:

"El-Kaide, DEAŞ ve FETÖ gibi, dini kendi emellerine alet eden taşeron örgütlerin, İslam coğrafyasını harabeye çevirmelerine ve gençlerimizi hain emelleri için kandırmalarına engel olmak, geleceğimiz için hayati bir sorumluluktur. Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın ülkemizdeki mültecilere ve sınır ötesindeki savaş mağdurlarına bu çerçevede  yürüttüğü faaliyetler tarihe geçecek gönül hizmetleridir. Diyanet İşleri Başkanlığımız, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonu bölgelerinde dini eğitim, yayın, tefrişat ve insani yardım destekleriyle savaş mağduru kardeşlerimizin yanında olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Kardeşlerim; PKK, FETÖ gibi terör örgütleri en büyük zararı yine Müslümanlara vermiştir. 15 Temmuz hain darbe girişimi birlik ve bütünlüğümüzü hedef aldığı kadar milletimizin dini ve manevi dünyasını da hedef almıştır. Diyanet İşleri Başkanlığımız, benzer bir fitne ve ihanetin bir daha yaşanmaması için gerekli tüm önlemleri almalıdır."

Oktay, din görevlilerin yapılan işlerde sağduyuyu ve itidali esas alarak, köklerden gelen hikmeti ve estetiği ihmal etmeden, kuşatan ve kucaklayan bir anlayışla değişen dünyada değerlerin korunması yönünde hareket edeceğine inandığını kaydetti.