"Farklı Bakış"ta Sosyal Medya ve Mahremiyet Konuşuldu
Diyanet TV'nin ilgiyle takip edilen programlarından Farklı Bakış, bu hafta "sosyal medya ve mahremiyet" konusunu ele aldı. Programa katılan Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, dijitalleşen dünyada mahremiyet algısı, etik ve bireysel sorumluluk üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Programda dile getirilenler dijitalleşen dünyada bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızı bir kez daha gözden geçirme çağrısı niteliğindeydi.
Adıgüzel, teknolojinin hızlı gelişimiyle sosyal medya platformlarının insan hayatında büyük değişimler oluşturduğunu vurguladı. İnsanların kendilerini teşhir etme eğiliminde olduklarını, bu durumun mahremiyet algısını önemli ölçüde değiştirdiğini belirtti. Özellikle sosyal medyada paylaşılan her bilginin, bir noktada erişilebilir olduğunu ifade eden Adıgüzel, "Sanal alemde hiçbir şey gizli kalmaz. Paylaştığınız her şey, ihtiyaç durumunda önünüze gelebilir." dedi.
Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, bireylerin sosyal medyada kendi kimliklerini inşa ederken ahlaki ve etik değerleri göz ardı etmemeleri gerektiğini söyledi. Sosyal medya ortamında anonimlik algısının insanları ahlaki sorumluluklarından uzaklaştırabileceğini belirterek, "Gerçek hayatta sahip olduğumuz insani ve ahlaki değerleri, sanal dünyaya da taşımamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Programda mahremiyetin dönüşen anlamına da değinildi. Adıgüzel, geçmişte fotoğraf paylaşımı gibi konuların daha rahat karşılandığını, ancak günümüzde bu durumun ciddi bir sorun haline geldiğini vurguladı. "Başkasının mahrem alanlarını izinsiz paylaşmanın getirdiği sıkıntılar, toplumsal bir meseleye dönüşmüş durumda." dedi.
Programda ayrıca teknolojik gelişmelerin gelecekteki etkileri de masaya yatırıldı. Adıgüzel, Çin'deki bir robotun diğer robotları "esir alması" örneğinden bahsederek, bu olayın gerçeğe dönüşebilecek bir teknolojik senaryo olabileceğini belirtti. Robotların ve yapay zekanın insanlarla olası mücadelesine dair tartışmalar, programın dikkat çeken başlıklarından biri oldu.
Adıgüzel, teknolojik gelişmelerin hızı karşısında insanların ahlaki değerlerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini dile getirdi. Bu durumu "Hızlı ilerlerken bazen durup geride kalan ruhumuzu ve değerlerimizi beklememiz gerekiyor." şeklinde özetledi.
