Görmez’den Din Görevlilerine Mesaj

28 Mart 2017 Salı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Afyon’da iki ayrı toplantıda konuştu. Birinde üniversite camilerinde görev yapan din adamlarına seslendi; gençlere nasıl yaklaşılması gerektiğini dikkat çekici ifadelerle anlattı. Uluslararası İlahiyat Programında yaptığı konuşmada ise Görmez’in gündeminde İslamofobi vardı. 

“Gençleri yargılamayın, yargılayıcı bir dil kullanmayın, küpesine dövmesine müdahil olmayın kalbine hitap edin”

Diyanet işleri başkanı Mehmet Görmez, Afyon’daydı. Üniversite camiilerinde görev yapan din adamlarına hitap etti. 

Gençlerimiz 'hayat tarzımızdan dolayı bize ön yargılı bakmasınlar, küpemi görünce dudak bükmesinler, top sakalımı, kuyruklu saçımı görünce beni yadırgamasın' diyor. Daha önce 'gençliğin küpesiyle, dövmesiyle uğraşmayın' demiştim. Ben bunu demeye devam edeceğim arkadaşlar. Şekle takılmayın, öze ve ruha yönelin, kalbe girin. Din kolaylıktır. Dini hele genç dostlarınızla konuşurken sakın dini zorlaştırmaya kalkışmayın. Özel hayatına müdahil olmayın. Küpesine, dövmesine saçına, sakalına kıyafetine kotuna botuna asla müdahil olmayın. Bilakis ruhuna kalbine hitap edin."

Başkan görmez’in Afyon’da bir durağı daha vardı. Gurbetçilerin çocuklarına Türkiye’de ilahiyat eğitimi imkanı veren Uluslararası İlahiyat Programının 10’ncu yıl değerlendirme toplantısına katıldı. Artan islamofobiye değindi;

“Son yıllarda avrupa ülkeleri, vatandaşlığa geçen müslümanları sadakat testine tabi tutmaya kalktı. Geldikleri ülke ile yaşadıkları ülke arasında seçim yapmak zorunda kalmak, çok kültürlülük söylemlerini berheva ettiği gibi, entegrasyon sorununu kültürel bir mesele olmaktan çıkarıp güvenlik meselesine dönüştürmüştür." 

Başkan Görmez, bunun ana sebebinin ise müslümanların kimliklerini ortaya koymaya başlamaları olduğunu söyledi. "11 eylül’ün etkisiyle de müslümanların varlığı bir hukuk konusu değil, güvenlik konusu haline geldi” dedi. 

İslamofobi ile mücadele için türkiye’deki ilmi birikimi hatırlattı. Birikimin avrupa’ya aktarılması bakımından da uluslararası ilahiyat programının önemini vurguladı;

"Bu projeyi batı ile doğu arasındaki uçurum ve islamofobiayı ortadan kaldıracak bir proje haline nasıl dönüştüreceğimizi konuşmalıyız. İslamofobia ve islâm karşıtı ırkçılığa karşı doğru bir din algısı oluşturma, türkiye’deki ilmi birikimi avrupa dillerine tercüme etme, ev sahibi kültür ile müslümanların kültürü arasında barış içerisinde, geçişken bir din hizmeti sunma bakımından bu proje son derece önemlidir.”