Kütür ve medeniyetimizin en güzel eserlerine imza atan, büyük usta Mimar Sinan, İstanbul’da düzenlenen bir törenle anıldı. Süleymaniye Camii’nin bahçesindeki törende kürsüye başbakan Davutoğlu çıktı. Davutoğlu, hem İstanbul’un tarihi eserlerle süslü slüetini bozan çirkin yapılara tepki gösterdi. Hem de, Mimar Sinan’ın 1935’te mezarından çıkarılan ve ardından kaybolan Mimar Sinan’ın kafatasının bulunması için çalışma başlatılacağını açıkladı.
Selimiye, Süleymaniye, Drina Köprüsü, Muradiye Külliyesi ve isimlerini sayamadığımız nice kervansaray, mescit, medrese, darüşşifa… Hepsi, dehasının boyutları hala tam olarak ortaya konamayan Mimar Sinan’ın ölümsüz eserleri…
Büyük usta, her yıl 6-9 nisan tarihleri arasında anılıyor. Bu yılki Mimar Sinan haftası etkinlikleri kapsamında da Süleymaniye Camii’nin yanıbaşında bir program düzenlendi. Programa başbakan Ahmet Davutoğlu da katıldı. Davutoğlu, önce Sinan’ın sanatının büyüklüğünü anlattı. Ardından, eserleriyle pek çok noktasına muhteşem imzalar attığı İstanbul’un, mimari anlamda geldiği kaygı verici noktaya dikkat çekti;
"Eğer bir gemiyle İstanbul’a doğru yaklaşıyorsanız, bir tarafta Süleymaniye, kuzeyden karadeniz’de, diğer tarafta da kafes gökkafes adı verilen bir ucube. Tarihi yarımadaya şirk koşan, o yarımadayı tahakküm eden ne eser varsa, bu şehre ihanettir. Başta mimarlar olmak üzere bütün meslek erbabına ve başta belediyeler olmak üzere bütün yerel yönetimlere ve başta çevre şehircilik bakanımız olmak üzere bütün bakanlarımıza en açık ve net talimatımız bundan sonra bu şehre hançer gibi saplanan hiçbir eser yapılmayacak."
Başbakan, İstanbul’u, tarihi ve doğal yapısına uygun olmayan yapılardan korumanın Mimar Sinan’a ödenecek bir borç olduğunu söyledi. Ardından, “Sinan’a bir borcumuz daha var” diyerek, başlatılacak önemli bir çalışmayı anlattı;
"Dünyada ırkçılığın temel ideoloji halinde benimsendiği dönemlerde Mimar Sinanın etnik kimliği üzerinde yapılan bir tartışma üzerine onun da türk olduğunu ispat etmek için önemli üç isim maalesef Mimar Sinanın mübarek bedeninin bulunduğu türbeyi açarak o mübarek bedendeki bütün bu eserleri ortaya koyan beynin bulunduğu kafatasını ölçme cüretine kalkıştıkları rivayet edilir. Daha sonra bu mübarek bedenin bu uzvu bir restorasyon esnasında geri konmadığı ortaya çıkar. Biraz önce başbakanlık müsteşarımıza da bugünün bir ağır sorumluluğu olarak görev verdim bu konuda bir inceleme başlatacağız. Elimizdeki imkanlarla DNA testleri de dahil olmak üzere neredeyse o mübarek Mimar Sinanın o mübarek parçasını inşallah diğer parçalarıyla buluşturup, en azından tarihimizdeki bu kara lekeyi silmek için adım atacağız."
Mimar Sinan haftası dolayısıyla, büyük ustanın yurt içi ve dışındaki ölümsüz eserleri de tekrar gündeme geldi. Bu eserlerden biride, Sinan’ın hayattayken tamamlandığını göremediği Manisa’daki Muradiye Külliyesi... Külliye, aynı zamanda, Mimar Sinan’ın Ege bölgesi sınırları içinde bilinen tek eseri. Külliyenin cami dışındaki bölümleri, günümüzde manisa müzesi olarak kullanılıyor.
Bir diğer eser ise, Mimar Sinan’ın Bosna Hersek’te bilinen tek eseri Drina Köprüsü… Yaşadığı savaşlara rağmen asırlardır tüm güzelliğiyle ayakta duran Drina, geçtiğimiz yıl Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı tarafından restore ettirildi.
