Müslüman Azınlıklar Zirvesi 2.Gün Değerlendirme ve Filistin

18 Nisan 2018 Çarşamba

Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesine, dinlerinden ve inançlarından dolayı zulüm altında yaşayan devlet ve toplulukların temsilcileri de katılıyor. Bu anlamda en dikkat çeken ülkelerden biri Filistin. Arkadaşımız Murat Yılmaz Kalkan, Filistin; daha doğrusu İsrail sorununu ve İstanbul’daki zirvenin önemini, Filistin El-Şark forumu yöneticisi Wadah Khanfar’la konuştu…

“İslam ülkeleri politik stratejik birlik kurmalı, ortak aidiyetle çözüm aranmalı”

"Bilindiği gibi Filistin’de biz çok acılar çekiyoruz. Yaşadıklarımız da bir tür İslamofobi. Devletlerimiz hükümetlerimiz dini yapılarımız var. Ama kaç tanesi adalet için harekete geçiyor ve sözünü dinletebiliyor?" Filistin halkını temsilen zirveye katılan Filistin El-Şark forumu yöneticisi Wadah Khanfar, Filistin gibi bir başka dram bölgesi Rohingya, yani Arakan Müslümanlarının durumunu hatırlatıyor. Politik stratejik birlik kurmalıyız diyor; “Rohingya ya da Filistin için düşünün. Ya da acıların yaşandığı herhangi bir İslam coğrafyası. Ne yazık ki İslam ülkeleri politik stratejik bir birlik kuramıyor. Sorunlar bölgesel kalıyor. Yaşananları ortak bir aidiyetle karşılamamız lazım. İslam dünyası ancak o zaman bir anlam kazanacaktır.”

“İnşallah burada müslümanlar eksikliklerini tamamlamak için kararlar alacak” 

Kanfar, Dünya Müslüman Azınlıklar zirvesinin müslümanların birlik düşüncesine önemli bir katkı sağlayacağı görüşünde; “İnşallah bu zirvede eksikliklerimizi tanımlayacak ve sonrası için kimliğimizi, jeopolitik durumumuzu koruyarak, birlikte mücadele edeceğiz. Bu anlamda umutlu olduğumuz söylemek istiyorum.” 

ABD ‘yapıyoruz’ dedi, Türkiye ve Somali dışında İslam dünyasına baktık, yoklardı”

Filistin’de İsrail zulmü, bu coğrafyayı acıların toprağı ancak direnişin de sembolu olarak anlatıyor dünyaya. En büyük ve en sıcak gerginlik konusu, kudüs’ün İsrail’in başkenti ilan edilmeye çalışılması; “ABD’nin, büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma fikri inanılmaz bir trajediydi. Tamam biz taşıyoruz dediler ve İslam dünyası nerede diye baktık yoklardı. Başta Türkiye olmak üzere Somali gibi bazı ülkelerin desteğini biliyoruz. Türk toplumuna Türk devletine her zaman bir teşekkür borcumuz var. Kudüs sadece Filistinin meselesi değil. Kudüs uluslararası islami bir mesele.” 

“Politikaları değişmezse bölgede savaş çanlarının çaldığını düşünüyorum”

Filistinli temsilci Wadah Khanfar, Kudüs’teki gelişmelere ilişkin ABD ve İsrail’in tutumunu sürdürmesi durumunda, tansiyonun daha da yükseleceğini söylüyor; “Bana kudüs’te son durum ne diye sorarsanız savaş çanları çalıyor derim. Bu sadece haklar azınlık çoğunluk olmakla ilgili değil topraklarından kovulan insanlar ve elbette Kudüs’le ilgili. Mescid-i Aksa politikadan çok dinimize ait bir sembol. Her müslümanın hayali.”

"Filistin Esirler Günü"nün 44. Yılında İsrail'in zulmüne ilişkin çarpıcı rakamlar

Bölgeden gelen son haberlere bakılırsa benzer kaygıyı taşımamak mümkün değil. Filistinlilerin barışçıl toprak günü etkinliklerinde 34 filistinli İsrail askerleri tarafından şehit edildi. Her gün onlarca filistinli gözaltına alınıyor. Filistinliler, “idari tutuklu” adı altında hukuk skandalı uygulamayla aylarca cezaevinde tutuluyor, darp ve işkenceyle cezaevlerinde yaşamını yitiriyorlar. Cenazeleri ailelerine verilmiyor. Resmi verilere göre, İsrail hapishanelerinde yaklaşık 6 bin 500 filistinli bulunuyor. 1967'den bu yana 214 filistinli cezaevlerinde hayatını kaybetti. Son 24 saatte işgal altındaki batı şeria’da 11 filistinli “terör olaylarına karıştıkları” bahanesiyle gözaltına alındı.

17 nisan tarihinin Filistin için ayrı bir önemi var. "Filistin Esirler Günü" günü olarak kabul edilen 17 nisan, bu yıl da idari tutuklamaların olduğu, çocukların İsrail hapishanelerinde tutulduğu ve binlerce filistinlinin çeşitli iddialarla gözaltına alınmaya devam ettiği bir tarih olarak kayıtlara geçiyor.