Terörle mücadelenin sürdüğü bir dönemde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de, sık sık bölgedeki din görevlileriyle biraraya geliyor, istişarelerde bulunuyor. Görmez, dün de Şanlıurfa’daki bayan Kur’an Kursu öğreticilerine hitap etti, onların sorunlarını dinledi. Görmez, bugün ise Dergah Camii’nde sabah namazını kıldırdı. Cemaate seslendi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, bu kez Şanlıurfa’daki bayan din görevlileriyle biraraya geldi. Son dönemde her hafta, terörle mücadelenin sürdüğü bölgeyi ziyaret eden Görmez, Kur’an Kursu öğreticilerine hitap etti.
Başkan görmez; yeryüzünün imarında kadın ve erkeğin eşit görevi olduğunu vurguladı. Buna rağmen islam toplumlarında cinsiyetçilik yapıldığını; bunun cahiliye zihniyetini ortaya çıkardığını söyledi;
"Eğer biz peygamberimizin insanlığa bıraktığı o yüce değerlere sahip çıkabilseydik, toplumumuzda hala kadına karşı şiddet, aile içi şiddet diye bir şey olmazdı. Kadını kadın olduğu için aşağılayan cahiliye ideolojileri hala aramızda dolaşmazdı. Kız çocuklarını hakir gören müşrik, cahiliye anlayışı islam toplumlarında zerre kadar neşvünema bulamazdı. Eğer biz peygamberimizin bu konudaki bütün öğretilerine sahip çıksaydık, rızası alınmadan zorla hiçbir kız çocuğu evlendirilemezdi."
Görmez, müslümanların kadın konusunda tarihte iki büyük yanlış yaptığını ifade etti.“Kur’an ve sünneti doğru okumalıyız” mesajı verdi;
"Bir geleneğe ait cahiliye kırıntılarının din kisvesi altında müslümanların hayatına girmesi. İki islam adına bazı yanlış yorumların ortaya çıkması. Bu iki unsuru bir tarafa bırakarak bizim yeniden Kur’an’ı ve sünneti doğru okumamız, doğru yorumlamamız gerekiyor. Kadını cahil bırakmak için öne sürülen hiçbir mazeret kabul edilemez."
Diyanet İşleri Başkanı dün sabah Dergah Camii'ndeydi. Vatandaşlarla Kur'an-ı Kerim tilaveti dinledi. Ardından da sabah namazını kıldırdı. Salavatlar çekildi, tesbihat yapıldı.
Daha sonra da cemaate seslendi. Görmez’in gündeminde mezhepçilik, ırkçılık yüzünden islam dünyasında yaşanan acılar vardı. “yeryüzünde iyiliği güzelliği yeniden inşa etmeliyiz” dedi. "Bütün müslümanların yeryüzünde ızdırap çektiği bir dünyada yaşıyoruz zulme maruz kaldığı bir dünyada yaşıyoruz hepimiz kendimizi yeniden hesaba çekmeliyiz. 'İslam ümmeti neden bu hale düştü' bizi kuşatan belalar var, ırkçılık belası, mezhepçilik fitnesi, tekfircilik hastalığı, bunlar İslam'ın asla kabul etmediği büyük hastalıklardır. Bütün bu hastalıkları bir tarafa bırakarak birlikte iyiliği, güzelliği, ahlakı, kardeşliği inşa etmeliyiz ve sonra da yardıma muhtaç olan tüm kardeşlerimize ulaşmalıyız."