Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş, Paris saldırısı sonrasında giderek yaygınlaşan islam karşıtlığından Daeş terörüne kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. İslam dünyasının 14 asır boyunca farklı din ve ırktan insanlara sağladığı özgürlüğü hatırlatan keleş, “Bugün gelişmiş demokrasi olarak nitelendirilen batı ülkelerinde yaşayan müslümanların dini eğitim hakkının, hak, hukuk ve ibadet özgürlüğünün sağlanması gerekiyor" dedi.
İslam'a ve müslümanlara yönelik saldırıların arttığı bir dönemde, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş yaygınlaşan islam karşıtlığıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Keleş, batı ülkelerinde yaklaşık 50 milyon müslüman'ın yaşadığına dikkati çekerek bu ülkelerdeki müslümanların hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması gerektiğini söyledi. "Batıda en ufak farklılığa tahammül edilmeyen bir takım yaklaşımlar ortaya çıkmaya başladı. Camilere ve müslümanlara saldırılar, hakikaten kabul edilemez bir tablo."
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı Daeş raporu'na değinen Keleş, Hazreti Muhammed'in alemlere rahmet olarak gönderildiğini anımsattı. Keleş, hiç kimseye zorla bir dinin kabul ettirilemeyeceğini, islam'ın bunu reddettiğini vurguladı. "Dinde zorlama yoktur hiç kimseye baskıyla din kabul ettirilemez en başta kuran bunu reddediyor. Kabul etmeyecek olan da yine kendi özgür iradesiyle kabul etmez ve sen niçin kabul etmedin diye islam ona hiçbir zorlama ve baskı yapmaz. Cihat, insanlara hayat verme yöntemidir. İslam, insanı yaşatmak için gelen bir dindir, öldürmek için gelmemiştir. Cihat, zulmü ortadan kaldırmak için meşru kılınmıştır. Zulmü ortadan kaldırmak için meşru kılınan bir nizamı, zulme araç haline getirmek asla doğru değildir."
Ekrem keleş, Pkk terör örgütünün camilere yönelik saldırılarına da değindi. "Türk, Kürt, hangi unsur olursa olsun bunlar bizim ortak değerlerimizdir. Camiler bizim istiklal marşımıza girmiş. Bizim bunlar kutsallarımız. Camilere yapılan saldırılar, mahremimize, ırzımıza dokunmak, hatta ondan daha öte bir haldir. İmanı, inancı olan, dinine, tarihine ve medeniyetine saygısı olan hiç kimsenin asla teşebbüs etmemesi gereken olaydır."