Dünyanın dört bir yanından, her dilden her renkten insan aynı özlem ve niyetle Kabe’ye gidiyor, Allah’a dua ediyor… İslam dininin en önemli ibadetlerinden biri olan Haccın yerine getirilmesiyle müminler pekçok kazanım elde ediyor… O kazanımları, oradaki maneviyatı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hüseyin Kayapınar’dan dinledik…
Yine bir Hac mevsiminde Allah’ın evi Kabe, yılın en kalabalık zamanlarından birini yaşıyor. Kurban bayramına sayılı günler kala hacı adayları gece gündüz tavaf yaparak hac vazifelerini yerine getirmek için çalışıyor.
İslam’ın beş şartından biri olan bu kutlu ibadetin önemini ve haccın müslümanlara verdiği kazanımları, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hüseyin Kayapınar’dan milyonlarca hacı adayını buluşturan o kutsal topraklarda, dinledik;
"Hacca gidenler yalnızca bir ibadeti yerine getirmiş olmuyor; ayrıca kutsal toprakların manevi havası yüreklerin en derininde hissediliyor… hacı adayları dünyevi işlerden tamamen uzaklaşıp Allah’a yöneliyor. Yani hac ibadeti herşeyden evvel Allahın emrini yerine getirme Allah'a karşı olan borcu ilfa etme ama o ibadetin bizim içimizde kazandırdığı birçok olumlu güzel bereketler var burada sabır var sevgi var yardımlaşma var hoşgörü var yani islamın güzel gördüğü herşey burada var."
Her birinin dili, ırkı, rengi ve kültürü farklı olsa da aynı niyet etrafında buluşuyorlar... Aynı özlemle, aynı coşkuyla dünyanın dört bir yanından gelip Kabe’ye yöneliyorlar. Sevgi, saygı ve kardeşlik duyguları dünyanın hiç bir köşesinde olmadığı kadar yoğun yaşanıyor.
Bu hac ibadeti sayesinde Müslümanların birçok kazanımları da oluyor nedir o mesela şimdi gördüğümüz zaman etrafımıza baktığımız zaman çok çeşitli dillerde renklerde örflerde kıyafetlerde insanlar var yani 72,5 millet derler ya onu burada görebilirsiniz. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar çeşitliliği göremezsiniz böyle müthiş bir çeşitlilik ama çok dikkat edilir bir şey var milyonlar burada bu izdiham içinde belirli ibadetleri yapıyorlar ama kimse kimseyi kırmıyor kimse kimseyi üzmüyor herkes birbirine yardım etmeye çalışıyor.
Kutsal topraklara akın akın giden müminlerin yanı sıra bir de oranın özlemiyle yanıp tutuşan, gitme imkanı bulamayanlar var… İşte o imkanı bulamayanlara moral kaynağı olacak bir mesaj;
"Buraya gelemeyenler buranın özlemini yaşadığı sürece inşallah buraya gelmiş gibi olurlar. Buraya gelemeden vefat ettikleri halinde sıra gelmeden kura çıkmadığı için hac boşluğu olarak ölmezler bazen öyle oluyor ki niyet fiilden daha önemli hale gelebiliyor onlar da üzülmesinler cenabı Allah kısmet ettiyse gelebilirler…"