Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından, ‘Yazımda Kardeşlik Var’ sloganıyla Doğu ve Güneydoğudan gelen öğrencilere yönelik düzenlenen dört haftalık yaz kampının kapanış programı İstanbul’da gerçekleştirildi.
Diyanet işleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen yaz kampının kapanış toplantısında yer almasının kendisine ayrı bir güç kattığını vurgulayan Erdoğan, "Evlatlarımızın, geleceğe yönelik Türkiye'mizin birer köşe taşı olduğuna ve olacağına inanıyorum. İnşallah sizler özellikle Güneydoğu'da, Doğu'da döndürülmek istenen o kirli çarkları, şu anda tersine çeviriyorsunuz, tersine çevireceksiniz. Buna inanıyorum. Bu yaz kamplarının bundan sonra inşallah çok daha farklı ve güçlü bir şekilde düzenlenmesini arzu ettiğimi ifade etmek istiyorum. İnşallah bunu hem farklı illere yaymamızın, özellikle illerinden çıkamayan Güneydoğulu yavrularımızı, Türkiye'nin değişik illerindeki, bizim o medeniyet tasavvurumuzun, medeniyetimizin köşe taşlarımızla onların tanışmasını sağlamamızın çok büyük önemi olduğuna inanıyorum" dedi.
15 Temmuz'da ezanına ve bayrağına el uzatanların başını ezeceğini tüm dünyaya ilan eden bir ecdadın mirasını devralacak nesle yakışan duruşun buradaki öğrencilerin duruşu olduğunu söyleyen Erdoğan, "Ben yeni nesilden, yani sizlerden ümitliyim. Allah'ın rahmetinden ümidimizi kesmeyeceğiz. Tarihini, kültürünü, medeniyetini bilen, kendini her alanda en iyi şekilde yetiştiren bir neslin geldiğine inanıyorum, bu nesli karşımda görüyorum. İnşallah sizler ülkemizi ve milletimizi bugün bulunduğu yerden çok daha ilerilere taşıyacaksınız" diye konuştu.
"Amaç bölgedeki çocuklarımızı okuldan ve camiden kopartmak…"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, din görevlilerine yönelik saldırıların da hiç kesilmediğinin altını çizdi. Hakkari'de bunların yaşandığına değinen Erdoğan, "Örgütün amacının, bölgedeki çocuklarımızı hem okuldan hem camiden kopartarak kendi sapkın ideolojilerinin kulu, kölesi, robotu yapmak olduğu açıktır. Niye? Çünkü biliyorlar ki camiden, mescitten, o minberlerden, o mihraptan, o vaaz kürsüsünden terör ve terörist çıkmaz." dedi.
Zihinleri, gönülleri imanla dolu nesiller yetişmesinin birilerinin hep korkulu rüyası olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Okullarımızı da camilerimizi de toplum hayatımızın yaşayan birer parçaları haline dönüştürmeden hedeflerimize ulaşamayız…”
"Ülkemizde zihinleri bilgiyle gönülleri imanla dolu nesiller yetişmesi, birilerinin hep korkulu rüyası olmuştur. Bir dönem zirveye çıkan imam hatip okulu alerjisinin gerisindeki sebep de budur. Ona da tahammül edemediler. Niye? Çünkü imam hatipte farklı bir nesil gelir endişesini taşıdılar. Sırf bunun için eğitim sistemimiz defalarca altüst edilmiştir. Bunu söylerken diğer düz, Anadolu, fen, bunları asla bir kenara koymak, böyle bir düşüncemiz yok, oraların mezunlarına da bizim şiddetle ihtiyacımız var. Onların üzerinde de özel çalışmalarımız var. Kaliteyi oralarda da arayacağız. FETÖ, işte bu zaafı kullanarak ülkemizde kök salmış ve milletimizin başına bela olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığımızın aslında bu konuda ciddi eksiklikleri olduğunu da söylemek isterim. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda çok ama çok geç kalmıştır. Defalarca bu ikazları meydanlarda yaptık, özel görüşmelerimizde yaptık, özellikle Güneydoğu, Doğu, buralardaki çalışmalarda geç kaldık. Biz melle müessesesini niye kurduk? Bunun için kurduk."
"Okullarımızı da camilerimizi de toplum hayatımızın yaşayan birer parçaları haline dönüştürmeden hedeflerimize ulaşamayız." ifadesini kullanan Erdoğan, "Camilerimizin içinde bir hayat, bir ruh olmalı. Sadece 5 vakit namaz, ondan sonra kapıyı kapa, çekil git. Böyle cami olamaz. Bizim hayatımızda böyle bir cami yok. Ama ne yazık ki camilerimize bu anlayışı yerleştiremedik. Yeni dönem bana göre 5 vakit ibadette ve ibadetin dışında camilerimiz sürekli hareket halinde olmalı." diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ...
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Eğer biz, kendimizi tanımazsak, ecdadımızı bilmezsek, sahip olduğumuz kültür ve medeniyetten haberimiz olmazsa o zaman rüzgarın önündeki yaprak gibi olur, rüzgarın kuvvetine göre gideceğimiz istikamet belli olur." dedi.
Bozdağ, Hakkari ve Mardin'den gelen 220 öğrenciye dini değerler eğitimi verilerek kentin tarihi ve turistik yerlerinin gezdirildiği 1 aylık programın Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen kapanış etkinliğindeki konuşmada, organizasyonda emeği geçen kurum ve kuruluşları tebrik etti.
Etkinliğe katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Bozdağ, kapanış etkinliğine katılımı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini iletti.
Türkiye'nin dört bir yanında büyük bir tarih, kültür ve medeniyet hazinesi olduğunu aktaran Bozdağ, gençlere seslenerek, bütün işlerin başının, insanın, kendini, tarihini, kültürünü, medeniyetini tanımasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer biz, kendimizi tanımazsak, ecdadımızı bilmezsek, sahip olduğumuz kültür ve medeniyetten haberimiz olmazsa o zaman rüzgarın önündeki yaprak gibi olur, rüzgarın kuvvetine göre gideceğimiz istikamet belli olur. Biz inancımıza göre, dinde kardeşiz ama aynı zamanda bütün insanlık, insanlık nedeniyle yaratılışta da kardeşiz. Kardeşlik hukukunu güçlü kılmak, kardeşlerin birbirini çok ama çok iyi tanımasıyla mümkün olur. Hani Yunus Emre diyor ya, 'Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım...' Esasında işleri kolay kılmanın yolu da tanış olmaktan geçiyor, bilmekten geçiyor. Eminim ki bu tür organizasyonlar, memleketimizin değişik yerlerinde yaşayan yavrularımızın başka yerlerde yaşayan yavrularımızla tanışmasına, kaynaşmasına olduğu gibi tarihimizin, kültürümüzün, medeniyetimizin, inancımızın mihenk taşlarını yerinde görmelerine ve tanımalarına da vesile olacaktır."
Diyanet İşleri Başkanvekili Dr. Ekrem Keleş...
Diyanet İşleri Başkanvekili Dr. Ekrem Keleş ise düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından “Yazımda Kardeşlik Var” sloganı ile 10 Temmuz-5 Ağustos 2017 tarihleri arasında, gerçekleşen Hakkâri, Şırnak ve Mardin’de yaşayan 440 öğrencinin katıldığı kampın Ankara, İstanbul ve Tekirdağ’da gerçekleştirildiğine değinerek, Projenin, Diyanet İşleri Başkanlığımız ile Türkiye Diyanet Vakfının işbirliğiyle, çukur ve hendekler kazarak yapılan terör faaliyetlerinin bertaraf edilmesinin akabinde bölgeye Diyanet İşleri Başkanının gerçekleştirdiği bir dizi ziyaretin akabinde onun kararı ve yakın ilgisi ile başlatıldığını belirtti.
Yaşanan çatışmalar sebebiyle eğitim, sağlık ve sosyal hayatları kısıtlanan, terörün mağdur ettiği 12-16 yaş aralığındaki çocuklara yönelik olarak ilk defa ‘üç haftalık yaz etkinlikleri’ şeklinde düzenlenen yaz kampının kapanış programında konuşan Başkanvekili Keleş, söz konusu proje ile terörün tüm yıkıcılığının hissedildiği bir ortamda, acı ve gözyaşının ağır yükünü küçük yaşlarda taşımak zorunda kalan çocukların dini, sosyal ve psikolojik açıdan huzura kavuşmaları, kuşatıcı bir anlayışla, katkıda bulunulmasının hedeflendiğini belirtti.
Bir ay boyunca devam eden programda Kur'an-ı Kerim ve temel dini bilgilerle birlikte zenginleştirilmiş kültür ve sanat etkinlikleri ile sosyal aktivitelere yer verilen program hakkında bilgi veren Başkanvekili Keleş, “Çocuklarımız için düzenlenen yaz kampında, kültürel ve tarihi mekânlara düzenlenen gezi programları, sportif faaliyetler, değerler eğitimi, okur-yazar buluşmaları ve münazara gibi etkinliklerle sanatsal çalışmaların da yer aldığı programda ayrıca uzman pedagoglar rehberlik hizmetleri vermiştir” dedi.
Öğrencilerin kişisel gelişimine katkıda bulunacak rehberlik ve psikolojik danışma etkinliklerinin psikolojik danışman ve rehberler tarafından yürütüldüğü, bunların yanı sıra yaz okulunun yapıldığı ya da yakın şehirlerin tarihî ve kültürel değerlerini tanıtıcı geziler ile sinema, piknik ve spor gibi eğlenceli aktivitelerin de yer aldığı programın kapanışında konuşan Başkanvekili Keleş, “Bölgede terör örgütlerinin yıkıcı ihanetleri sebebiyle yaşanan sokağa çıkma yasaklarının ve bölgenin yer yer tahliyesinin çocukların ruhlarında açtığı yaraların manevi destek ile sarılması amacıyla tatil etkinlikleri ve geziler şeklinde tahakkuk eden bu hayırlı faaliyetin son derece yararlı olduğu kanaatindeyim” diye konuştu.
“Hayatlarında ilk kez illerinden dışarıya çıkan ilk kez uçağa binen çocuklarımız için güzel bir deneyim ve son derece yararlı ve mutlu zaman dilimleri olmuştur bu faaliyetler” diyen Başkan vekili Keleş, “Kamp sonu yapılan değerlendirmeler ve çocukların illerine döndüklerinde ailelerinde ve çevrelerinde gözlemlenen olumlu değişim ve dönüşümler, evlatlarımızın göz yaşartan mektupları ve müftülüklerimize yağan teşekkür geri bildirimleri bu hayırlı etkinliklerin beklenenin çok ötesinde semereler verdiğinin en önemli göstergelerindendir” ifadelerini kullandı.
Gençlere de seslenen Başkanvekili Keleş, şunları söyledi;
“Her daim Allah’ın rahmet ikliminde bulunmayı ve meleklerin her adımınızda size eşlik etmesini isterseniz Kuran’ı kendinize yoldaş edininiz…”
Sevgili Gençler, bir kalp ki onda Kur’an yoktur, harabe bir eve benzer. Bir kalp ki onda Kur’an var o da mamur bir eve benzer. Kur’an rehberimiz onu öğrenmek, anlamak ve yaşamak Müslüman olmanın bir gereğidir. Herkes Kur’an’ı ona hizmeti kadar anlar. Kur’an hakka, hakikate, ahlak ve fazilete çağırır. İyi ile kötüyü yanlış ile doğruyu onun sayesinde ayırt edebiliriz. Kur’an’ın ilk emri ‘Oku’dur. Eğer her daim Yüce Allah’ın rahmet ikliminde bulunmayı ve meleklerin her adımınızda size eşlik etmesini isterseniz Kuran’ı Kerim’i kendinize yoldaş edininiz. Kuran’ın eşlik ettiği kalp mamurdur.
“İhanet hareketlerinin ana hedeflerinden biri çocuklarımızı çalmak, onları yanlış yönlendirmek ve çirkin emellerine alet etmek olmuştur…”
Emanetlerin en büyüklerindendir çocuklarımız. Bu emanete halel gelmemesi ve emanetin zayi olmaması için çabalamak en önemli vazifelerimizden biridir. Hıyanetin en belirgin özelliği emaneti zayi etmek veya ona zarar vermektir. Bundan dolayı ihanet hareketlerinin ana hedeflerinden biri emanetlerin büyüklerinden olan çocuklarımızı çalmak, onları yanlış yönlendirmek ve çirkin emellerine alet etmek olagelmiştir. Şunu cümle alem bilsin ki Şemdinli’nin nur çeşmelerinden içen çocuklar bizim çocuklarımızdır ve bize emanettir. Bu büyük emanetin korunması en önemli vazifelerimizdendir.
‘Allah Resulü insanlara teşekkür etmeyenler Yüce Allah’a da layık olduğu şükrü eda edemezler’ buyurur. Bu hadisi şerifin bir gereği olarak bu projeyi ilk defa başlatan Prof. Dr. Mehmet Görmez’e ve projenin başlatılması ve sürdürülmesinde emeği geçen herkese teşekkürü yerine getirilmesi gereken bir vazife addediyorum.
Programa, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, yaz kamplarına katılan öğrenciler, rehberleri ve velileriyle birlikte çok sayıda davetli katıldı.